Film bir yandan seyirciyi güldürürken bir yandan da hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlatıyor. Ragıp Savaş’a göre kadınlar evli erkekleri seviyorlarmış. Çünkü kadını zor olan cezbediyormuş
Bazı insanlar, özellikle büyük cümleler kuranlar ilgimi çeker; tıpkı Ragıp Savaş gibi. İlgimi çekti çünkü kadınların evli erkeklerden hoşlandıklarını söylemiş. Kocaman, ilginç, manşetlik bir cümle ve eğer filmle alakalı haber olsun diye söylendiyse de gayet başarılı.
Bazı erkeklerin önceki hayatlarında kadın olduklarını düşündüğümü söylerim hep, acaba Ragıp Savaş bir röportajında kullandığı bu cümleyi o sebeple mi söylemiş araştırmak gerekir. Bunca yıllık kadınım ama ben bu kadar kesin bir yargıda bulunamam kadınlar hakkında, kendim içinse sadece “Evet evli erkekten hoşlanırım ama o adam benimle evliyse” demekle yetineceğim.
Metin Zakoğlu’nun tiyatro oyunundan sinemaya aktarılan ‘Herkes Mi Aldatır?’da gayet başarılı bir durum komedisi işleniyor. Tempolu, keyifli, başarılı oyunculuklarla süslü. Bu konuya gülmek ve geçmek gerekir aslında, çünkü şüpheci veya aldatan-aldatılan biri olduğumu düşünmek istemem. Filmden çıkınca “Acaba sevdiceğim beni aldatıyor mu?” gibi bir hisse kapılmıyorsunuz ama bir yandan da herkesin herkesi aldatmasının normal olduğu gibi bir önerme çıkıyor ki, kendinizi şiddetle bunu dışında tutunuz.
(Kimin söylediğini unuttum ama gelmiş geçmiş en edepsiz, en renkli, en unutulmaz siyah beyaz Hollywood filmlerinin 1.50 boyundaki minik kraliçesi Mea West söyleyebilirdi ancak bu cümleyi: “Sabah uyanır uyanmaz ne yaparsınız diye sormuşlar, kadın da “Giyinir ve evime giderim” demiş. Çapkınlığın, aldatmanın en çok yakıştığı kadın oyuncu Mae West, erkekleri baştan çıkartmadaki becerisini ve erkekleri silkeleyip attığı cinsellik içeren cümlelerini o kadar cömertçe sergilemiş ki, sadece bu yüzden filmleri dolup taşmaya başlamış. 2010’a gelindiğinde artık zaten herkes edepsiz olduğu için, West son derece masum ve naif kalmıştır, ilginç.)
“Aslında aldatan aldatılandır”
Ragıp Savaş’ın röportajda söylediği bir diğer cümle en çok delirdiklerimden, “Aslında aldatan aldatılandır.” Acaba aldatılmak mı aldatmak mı gerekir bu cümleye inanmak için? “Aşkım seni aldattım ama bak asıl kendimi aldatmışım.” “A öyle mi, peki aşkım, aldatıldın demek, neyse geçmiş olsun, biz kendimize bakalım, ha bu arada çok üzgünüm istemeden seni dün gece aldattım, kim olduğu mühim değil” midir hikayenin devamı? Asla!
İçimi ferahlatansa, bahsedilen aldatma hikayesinin içinde aşk olmaması. Evlilikte, ilişkide, beraberlikte aldatma olur belki ama aldatmayı aşkla aynı cümlede kullanmak bile istemiyorum. ‘Herkes Mi Aldatır?’ diye soracak olursanız, filme gidin ama aldatmayanlardan olun derim.
NOT: Bu arada birkaç yıl önce Şahan Gökbakar’a “Bana kimseye söylemediğin bir şey söylesene” demiştim. O da bana, “Ben hiçbir sevgilimi aldatmadım” demişti. Şahan şahane, değil mi?