Orta Doğu’daki bu Arap ülkesine gitmek aklımdaydı; eskiyle yeninin karıştığı ülkenin Kızıldeniz sahili, Ölü Deniz’in meşhur bakım çamurları ve özellikle Petra antik kenti beni büyüleyecek gibi hissediyordum. Haklıymışım. Ürdün beni şaşırttı!
Genelde çöl topraklarından oluşan Ürdün’ün güneyinde ülkenin denizle tek bağlantısı olan Kızıldeniz sahilindeki Akabe’de hava, yıl boyunca mükemmel! Akabe, kristal yeşili suları, kumlu sahilleri ve zengin deniz yaşamıyla yılın 12 ayı deniz altı canlı yaşamını keşfetme imkanı sağlayan bir yer. Ürdün’ün en önemli deniz turizmi mekanı olunca Türk Hava Yolları da başkent Amman’ın yanı sıra Akabe’ye de direkt uçuş koydu. Sadece 2.5 saat uçarak kendinizi denize atabilirsiniz.
İlk durak Akabe
Dört günlük Ürdün gezimizde modern binalı Amman’ı es geçip seyahatimizi üçe böldük. Uçağımızın indiği sahil şehri Akabe, ülkenin ortasındaki antik kent Petra ve dünyanın en alçak noktası olan Ölü Deniz! Otel otel dolaşmamak için de gittiğimiz her destinasyonda en güzel noktada bulunan zaten güvendiğim Mövenpick Otelleri’ni seçtik.
Ürdün’ün resmi dili Arapça ama İngilizce en çok konuşulan ikinci dil. Yüzde 93’lük yüksek okuma yazma oranıyla bölgede dikkat çeken Ürdün, internet kullanımı açısından da Arap ülkeleri arasında ilk sırada.
Dünya harikası Petra
Milattan önce Nebatiler tarafından kurulan,UNESCO tarafından dünyanın 7 harikasından biri olan meşhur antik kent Petra, Ürdün’ün turist çeken tarihi mekanlarının başında geliyor. §Devasa kayalara nakış gibi işlenmiş Petra, aşılması zor yüksek dağlar anlamına geliyor. Indiana Jones’tan Transformers’a kadar birçok filmin çekildiği bu büyüleyici kentin bazı tapınaklarına dehliz gibi uzanan koridorlardan geçerek tarihin içine yolculuk yapıyoruz.
100 kilometrekarelik bir açık hava müzesi!
Bu antik şehre ‘Pembe Şehir’ deniyor; sarı renkli kayalar güneş tepedeyken turuncuya, akşam da pembe renge bürünüyor. Geceleri ise, mumlarla aydınlatılan Petra by Night yaşanması gereken bir deneyim!
Tanıtımına katkıda bulunduğum, dünyanın ilk tapınağı Şanlıurfa’daki Göbeklitepe olsa da Petra’dan etkilenmemek mümkün değil...
Ölü Deniz
Dünyanın en yüksek noktası Everest Dağı’na çıkmış, Afrika’nın en yüksek zirvesi Kilimanjaro’ya tırmanmış biri olarak bu kez gözümü yükseğe değil, tam tersine dünyanın en alçak noktasına diktim!
Deniz seviyesinden 400 m. aşağıda olan ve yoğun minerallerden dolayı içinde hiçbir canlının yaşamadığı Ölü Deniz, dünyanın en alçak noktası! Adı ‘deniz’ ama burası ilginç bir göl; bol tuzlu Lut Gölü.
Cilde gençlik veren özelliğiyle Ölü Deniz çamuru, mineraller açısından zengin. Tabii buraya kadar gelmişken gerek gölün içinde gerekse lüks otelimizdeki Spa’da çamur bakımı yaptırdık.
Tabiatın sunduğu en güzel nimetlerden birisi olan Ölü Deniz’deki sıcak suya girdiğinizde yüksek tuzluluk oranı nedeniyle suda batmıyorsunuz! Kitap bile okuyabiliyorsunuz!