Dünyanın en evrensel cümlesi olsa da dilden çıkması her zaman kolay olmayan ‘Seni seviyorum’… Filmlerden gördüğümüz, bazen sevgiliye, eşe veya aile ferdine söyleyebildiğimiz iki kelimeden oluşan bir sevgi cümlesi…
Kalpten söylenen ‘Seni seviyorum’un gücünü bilseniz her fırsatta bunu söylemek istersiniz. Dünyadaki her sorunu çözecek tek bir kavram var; o da ‘sevgi’. Seversen kızamazsın, kıramazsın, yargılamazsın, eleştirmezsin; sevdiğini olduğu gibi kabul edersin.
Son günlerde elimden düşürmediğim ‘Zero Limit’ yani ‘Sıfır Sınırı’ kitabı antik bir Havai öğretisini anlatırken ‘Seni Seviyorum’ demenin gücünü açıklıyor.
Huzurun başladığı yer dışarıdaki şartlar değil; bizzat kendi içimiz! Hislerimizin sorumlusu sadece biziz.
Bu yüzden herhangi bir sorunla karşılaştığımızda, birine kızdığımızda hemen durup içimize dönüyoruz, saf halimizle bağlantıya geçiyoruz ve zihnimizden sihirli dört cümlecik söylüyoruz:
‘Lütfen beni affet’
‘Özür dilerim’
‘Seni seviyorum'
‘Teşekkür ederim’
Sadece bu kadar! Negatif bir düşüncenizi yakaladığınızda ‘birlik’ bilincindeki benliğinizden ‘ayrı’ düştüğünüz için af dileyip, sonra da kutsal sevgiyi dile getiriyorsunuz ve tekrar gerçek saf benliğinizle buluştuğunuz için teşekkür ediyorsunuz.
Bu kısacık ritüel sizi öyle rahatlatacak ki… Sorunun detaylarıyla, başka kişilerle uğraşmanıza hiç gerek yok. Çünkü sorun sandığımız şeyler, hatırlanan eski anılardan başka bir şey değil. Bilinçaltımızda kalmış, geçmişin anıları ‘şimdi’mizi etkiliyor.
Bizdeki bir yarayı da tetikleyen çeşitli durumlar veya kişiler oluyor. Kimsenin suçu yok aslında!
Hayatınızdaki sınırları kaldırmak için, Mevlana’nın da bahsettiği ‘hiçlik’e geçmeye bakın; o boşlukta her şey çok huzurlu…
Zaten ‘Seni seviyorum’ demenin ne zararı olabilir ki?
Seni seviyorum….