Bodrum büyük bir yarımada; her koyu kendine özgü ve her zevke hitap ediyor. Bazılarında oluşmuş ‘Bodrum önyargısını’ bir kenara kaldıracak olursak, burası sadece geceleri eğlenilen bir içki ve eğlence merkezi değil; doğasıyla, deniziyle muhteşem bir yer!
Dünyanın pek çok yerini gezdim; tabii ki kartpostallardaki gibi güzel yerler de gördüm. Hatta kültürel yapıları ve doğal güzelliklerini korudukları için bazı ülkelerin turizm politikalarını da canı gönülden doğru buluyorum.
Bodrum gibi ülkemizdeki güzide yerler de bence potansiyelini tam kullanmıyor. Bu kadar güzel koyları, doğası, mavi bayraklı denizleri, kaliteli yemek mekanları ve restoranları varken aralara betonarme binalar, yok edilmiş yeşil alanlar girmiyor değil.
Yıllardır yazları Bodrum’a giderim; küçükken ailecek otelde kalırdık. Sonra teyzemin Yalıkavak’taki çok odalı evi hepimizi misafir etti ve şimdi benim de üç senedir Türkbükü’nde küçük bir yazlık evim var.
Cennetten bir köşe
Burası bana, istediğim zaman beş dakika içinde Türkbükü’nün popüler ve gürültülü yerlerine gidebilme, istemediğim zaman sakin ve huzurlu şekilde, kuş seslerinin içinde yazımı yazma şansı veriyor.
Yani, gönlünüz ne istiyorsa onu yaşayabileceğiniz bir cennet bu koca yarımada. Gümüşlük’teki balıkçılar, Yalıkavak’ın Palmarina ile birlikte yükselişi, Türkbükü sahilinin yine iyi restoran, beach ve gece kulüpleri, Gündoğan’ın orta yollu hali ve sörf okulu, Ortakent, Bitez ve Akyarlar’ın temiz denizi ve çocuklu aileler için yazlık siteleri, Bodrum’un merkezi derken aslında o kadar çok seçenek var ki…
Bu yaz benim bizzat deneyimlediğim ve tercih ettiğim yerlerse şöyle;
Türkbükü: Cennet Koyu Juju Beach, No.81 Türkbükü, Daze Beach & Bar, Maçakızı, Bella Sombra Hotel, Fidele ve LifeCo.
Yalıkavak: Palmalife Beach, Palmarina, Agency, Sebastian Beach, Xuma Beach ve Albüm.
Gündoğan: Moon Beach, Sail Loft Surf Bar ve Costa Farilya.
Gümüşlük: Mimoza, Limon, Sianji Wellbeing Resort ve Club Gümüşlük.