Cadde‘Dünyayı sevmeyi baştan öğrendim’

‘Dünyayı sevmeyi baştan öğrendim’

08.12.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

‘Çakallarla Dans 4’ filminde rol alan Hande Katipoğlu, yaş almakla birlikte kendini yeniden sevmeye başladığını söyledi: “İnsan kendini anladıkça, her şeyi ve herkesi olduğu gibi kabul etmeye başlıyor. Dünyayı sevmeyi baştan öğrendim”

‘Dünyayı sevmeyi baştan  öğrendim’

Serinin dördüncü filmi, kadroya nasıl dahil oldunuz?

Haberin Devamı

‘Çakallarla Dans’ serisinin zaten fanatiğiyim. Üç filmi de onlarca kez izlemişimdir. Her izlediğimde de, ‘Murat Şeker’le çalışmak istiyorum’ diyordum. Bir şeyi çok yürekten isterseniz, oluyor. Kısa süre sonra en iyi çocuk filmlerinden biri olduğunu düşündüğüm, ‘Arkadaşım Max’tan teklif geldi. Filmin yönetmeninin Murat Şeker olduğunu duyunca, hemen kabul ettim. Birlikte ‘Arkadaşım Max’ ve ‘Hayat Sana Güzel’ olmak üzere iki film çektik. Üçüncüsü ise en sevdiğim ve en istediğim ‘Çakallarla Dans 4’e nasip oldu.

Nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?

Tavşan Zeynep karakterini oynuyorum. Köfte Necmi’yle (Timur Acar) Tavşan Zeynep birbirlerine aşık oluyorlar. Tavşan için de özü sözü bir, gözü kara, dişi görüntüsüyle tezat delikanlı bir kadın diyebiliriz sanırım.

Haberin Devamı

Sette neler yaşandı?

Çok eğlenceli geçti çekimler. Böyle bir oyuncu kadrosuyla nasıl gülünmez, eğlenilmez? Yaz aylarında ve çok sıcakta çalıştık ama o bile rahatsız etmedi. Bu kadar kıymetli oyuncularla, böyle sevdiğim bir işte olmak ayrı bir şans. İnşallah ben de onlara şans getiririm.

‘Çakallarla Dans’ serisini, diğer filmlerden ayıran özelliği nedir?

Yıllarca izlense de ilk defa izleniyormuş tadı ve samimiyeti veriyor. ‘Hababam Sınıfı’, ‘Gülen Gözler’, ‘Aile Şerefi’ ve ‘Tosun Paşa’ gibi içimizi ısıtan filmlerin yaratıcısı Ertem Eğilmez’in samimiyeti var ‘Çakallarla Dans’ serisinde...

Sinemaya ilgi azaldı. Bu sizi endişelen-diriyor mu?

Endişe ne Türk sinemasına, ne de bizlere fayda sağlar. Olumlu düşünmeyi seçiyorum. Bu yüzden gerçekten kaliteli ve samimi işlerin seyircisine ulaşacağına inanıyorum.

Son dönemde çok fazla komedi filmi vizyona giriyor. Ne düşünüyorsunuz?

Gülmek, kıymetli bir aktivite. Bedene ve ruha daha iyi gelen ne olabilir ki? Buna hizmet eden kaliteli filmlerin çoğalması beni mutlu eder.

Komedi alanında kadın oyuncu sayısı çok az. Sizce bunun nedenleri neler?

Bazen komedi, ‘Komik duruma düşmek’ olarak algılanıyor. Bundan dolayı olabilir.

İki yıl ekrandan uzak kaldınız.

Bu süreçte kendimle ilgili güzellikleri topladığımı düşünüyorum. 34 yaşımda kendimi ve dünyayı sevmeyi baştan öğrendim. Şimdi biriktirdiklerimi, büyütüyor ve çoğaltıyorum. Yeni projeler için görüşmeler yapıyorum.

Haberin Devamı

“34 yaşımda kendimi ve dünyayı sevmeyi baştan öğrendim” dediniz. Biraz açıklar mısınız?

Kendimi dinlemeyi öğrenince, dünyayı duymaya başladım. Bu sürecin kişisel gelişimim kadar oyunculuğuma da katkısı olduğu inancındayım. İnsan kendini anladıkça, kabul edip sevdikçe, her şeyi ve herkesi olduğu gibi kabul etmeye başlıyor.

Empati yapma yeteneği artıyor. Bir oyuncu olarak empati yeteneğinin işimin çok önemli bir parçası olduğunu düşünüyorum. Seviyorum ve şükür ediyorum... Hayatı deneyimleyi, yaşamı ve işimi seviyorum.

‘Önce oyunculuk’

Bu süreçte ekranda takip ettiğiniz diziler var mı?

‘Seksenler’i severek izliyorum. Yormayan, dinlendiren bir iş.Can arkadaşım, güzel surat Begüm ve yetenek küpü eşi
Ceyhun Fersoy’un dizisi diye demiyorum. Gerçekten beni çocukluğuma götüren, sıcak bir iş... Geçen sene de ‘Poyraz Karayel’i takip ediyordum.

Haberin Devamı

‘Dünyayı sevmeyi baştan  öğrendim’

Tiyatro da yapıyorsunuz, rol aldığınız oyundan biraz bahseder misiniz?

İrfan Kangı’nın yazıp yönettiği ‘Her Aşk Biraz Komiktir’ oyunumuzla seyirci karşına çıkıyoruz. Boşanmak için mahkemeye giden bir çiftin komik hikayesi. Kadın-erkek savaşı. Tüm tiyatroseverleri bekleriz.

Bir dönem sunuculuk yaptınız. Neden kısa sürdü?

Sunuculuk ve spikerlik bölümü mezunuyum. Ama benim için öncelik oyunculuk.

Özel hayatınızda nelerle ilgileniyorsunuz?

İki köpeğim var. Badem (‘Yahşi Cazibe’ dizisindeki köpeği Paris) ve Lea... Güzel kızlarım evimin neşesi. Toprakla uğraşmayı seviyorum. Bakır kaseler topluyorum eskicilerden ve içlerine kaktüs çiçek ekiyorum. Resim yaptığım zamanlar, en huzur bulduğum ve her şeyi unuttuğum anlar diyebilirim. Popüler kültürden biraz uzak, kendi özümü hatırlamaya, anda kalmaya çalışıyorum.