İnsanlar, düşünen bir beyni olduğu için acı, stres, azarlama, yasaklar, bıkkınlık veren olaylardan kaçmak için masumane Gezi Parkı eylemini başlattılar
Gezi Parkı’nda 1990 doğumluların masumane başlattıkları doğayı korumayla ilgili farkındalığı artırma olayı, toplumsal bir katılıma dönüştü. Gençlerin sosyal medyayı kullanımına kızan aileleri bile, geleceği bırakacağımız kuşağın internetteki güçlerinin farkına vardıklarında çocuklarıyla övünmeye başladılar. “Ölümü gör oraya gitme yavrum” diye anneler, ilerleyen günlerde çocuklarını Taksim Meydanı’nda yalnız bırakmadı, “Biz de oraya geliyoruz çocuklar” diye.
Ülkenin bir kesimi,
değerlerine (ağaç, Atatürk, çocuklarının nasıl yetiştirileceği, hayvan hakları, özgür yaşam gibi) karşı saldırı olduğunu düşünüp bunlara sahip çıkma ve tepki verilmesi gerektiğini hissettiler. Buna, ülkemizin genelinden ve dünyadan katılımlar oldu.
‘Ey Türk Gençliği’
Siyasi grupları destekleyenlerden de “Biz birlikte yaşamak istiyoruz, kimsenin siyasi gücünü artırmak için beynimizi daha fazla esir almasına izin vermeyeceğiz, kutuplaşmayacağız” diyerek muhafazakârı, sağcısı, solcusu, FB’lisi, GS’lisi, BJK’lısı, Göztepe’lisi ve
Karşıyaka’lısı kol kola,
el ele farkındalığı artırma olayına katılıp, atmosferi birlikte solur oldular.
Değerlerine karşı çıkıldığını düşünen, Atatürk’ün emanet ettiği ‘Türk
Gençliği’, değerlerine sahip çıkmaya karar verdi.
Herkes merak ediyor bu nasıl oldu?
Hayvanlarla yapılan testlerin önemli bir kısmı insanlarda da aynı sonuçları çıkardığı için birçok davranışçı araştırmalar, hayvanlarda da yapılır. Bir kafesin içindeki farelere her gün elektroşok verdiklerinde fareler birkaç gün sonra ilk zamandaki gibi elektroşoktan kaçmaz hale gelerek umursamaz oluyor.
“Kaçsam da fark etmiyor, nasılsa elektroşoklanacağım” diyorlar.
İnsanın hayvandan farklı olarak, düşünen bir beyni olduğu için bir şekilde bir yol bularak elektroşok etkisi yapan acı, stres, azarlama, yasaklar, bıkkınlık veren olaylardan kaçmak için işte bu masumane Gezi Parkı eylemini başlattı.