Bayram tatilinde yeğenim Dr. Kerem Alptekin yardıma koştu. Denge ile ilgili çok güzel bir yazı hazırlamış; kendisine teşekkür ederim. Bayramınız kutlu olsun.
Denge insanoğlunun var oluşundan beri araştırdığı konulardan biridir. Çin felsefesine göre Yin-yang olarak yorumlanan dengede; dünya dişi ve erkek karakter arasında dengededir. Ancak her dişi tarafın içinde erkek taraf ve her erkek tarafın içinde de dişi taraf bulunmalıdır. Mükemmel denge bu şekilde sağlanabilir. Yine doğanın dengesini sağlayan etmenlerden biri de fizyolojik yaşlanma sürecidir. Eğer yaşlanma ve ölüm süreçleri olmasaydı doğadaki dengede sürekli artış yönünde bozulacak ve doğal kaynaklar yaşayan varlıklara yetersiz kalacaktı.
İşte bu fizyolojik yaşlanma sürecinde birçok değişim gözlenir. Postür, denge ve yürüme parametreleri değişir. Yürüyebilme, bağımsızlığın en önemli ölçütlerinden biridir. Fakat 60 yaşın üzerine çıkıldıkça kardiopulmoner (kalp-akciğer) ve nöromuskuler (sinir ve kaslar) performansın azalmasıyla düşme riski artar. Yaşlılarda denge fonksiyonlarını bozan nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1 - Yaşlanmayla birlikte kas gücünün zayıflaması
2 - Yaşlıların çoklu ilaç kullanımı
3 - Presbiyopi, katarakt, maküler dejenerans gibi yaşla ortaya çıkan görme sorunları
4 - Diyabet ve troid hastalıkları gibi duyu fonksiyonlarını bozan rahatsızlıklar
5 - Duyma sorunları
6 - İç kulaktaki denge organının etkilendiği durumlar
7 - Yaşla beraber ortaya çıkan iskelet bozuklukları
8 - Kan basıncındaki ani değişimler
9 - Beyin fonksiyonlarının azalması
10 - İnme gibi beynin denge kontrol merkezlerini etkileyen hastalıklar
11 - Özellikle beynin arka sistemini besleyen damarlardaki daralmalar
12 - Parkinson türü kas koordinasyon fonksiyonlarını bozan hastalıklar
13 - Depresif duygu durumu
Denge bozukluğu ve düşmeler binlerce insanın yaşamını etkiler. Her yıl 65 yaş ve üstü erişkinlerin üçte birinden fazlası düşmekte. Düşenlerin yüzde 20-30’u kalça kırığı, kafa travması gibi bağımsızlıklarını kısıtlayacak ve erken ölüm riskini artıracak yaralanmalara maruz kalırlar. Düşmeler ağrı, yaralanma ve özürlülükle sonuçlanabilir.
Bütün düşmeler önlenemez, ama denge bozukluğunun düzeltilmesiyle düşme ve düşmenin yol açtığı sonuçlar azaltılabilir.
DURUŞ VE DENGE
Dengeyi oluşturan en önemli bileşenlerden biri de duruştur. Postürü etkileyen faktörler dolaylı yoldan dengeyi de etkiler. Bu faktörler arasında kemik, kas, tendon, eklem ve sinir iletimi yer alır. Yaşlılıkta bütün bu faktörlerde değişimler olur ve yaşlılık postürü öne eğik duruş halini alır. Sırt kamburu belirginleşir ve beldeki eğim (lordoz) düzleşir.
Yaşlanmanın diğer fizyolojik etkileri osteoporotik mikro kırıklardır ve bunlar ortalama 5cm’lik boy kısalığına neden olur.
Çevre dokulardan yağ kaybı gerçekleşirken karın bölgesi ve kalçada yağ birikimi mevcuttur. Kas kısalığı ve kas dokusunun kaybı da yaşlı populasyondaki postürü etkiler. Doğru postürün sağlanmasında ve korunmasında diğer rol oynayan faktör de ayak yapısıdır. 65 yaşın üzerinde pes planus (düz taban), pes cavus (kubbe taban) ve halluks valgus deformitelerine sık rastlanır.
Denge, birçok uzmanlığı ilgilendirir
Doğru duruşun sağlanması dengenin sağlanması anlamına gelmez. Çünkü denge dinamik bir süreçtir ve üçlü sac ayağının iyi işlemesine dayanır. Bu bileşkeler:
1 - Duyusal
2 - İç kulaktaki denge mekanizması
3 - Görme bileşkelerdir.
Duyusal sistem; deri altındaki milyarlarca sinir hücresinden gelen bilgilerin beyinde işlenmesi sonucu dengemizi korumamızı sağlar.
Görme sistemi; başın çevreye olan konumunu değerlendirir.
İç kulak sistemi ise başın ani hızlanma ve yavaşlamasını değerlendirir. Tüm bu sistemle-rin bir uyum içinde çalışması sonucu dengemizi koruruz.
ABD ve Avrupa’da yapılan bir çok çalışma, denge bozukluğunun ancak çeşitli alanları bir araya getiren klinik merkezler ve tarama programlarıyla tedavi edilebildiğini göstermiştir. Denge bozukluklarını inceleyen bir klinikte nörologlar, KKB uzman-ları, fiziksel tıp ve rehabilitasyon hekimleri, geriatri hekimleri, kardiyologlar, göz hastalıkları uzmanları, psikiyatrist ve psikologlar, fizyoterapist ve iş uğraşı terapistleri bir arada çalışmalıdır.
Örneğin; evinde çok fazla kaygan alan olan ve aydınlatması düşük olan kişilerin evleri, iş uğraşı terapisti tarafından yeniden düzenlenmelidir. Eğer kişinin görme kusurlarına bağlı denge problemleri mevcutsa, gerekli müdahaleler ve yardımcı cihazlar kullanılarak görme keskinliği artırılmalıdır. Sürekli tansiyon problemi yaşayan kişinin, ilaçları düzenlenerek ani bayılmaların önüne geçilmelidir. Parkinson veya MS gibi nörolojik hastalıkların ilaçlarla kontrolü sağlanmalıdır.
Ancak tüm bu rahatsızlıkların tedavisi dahi denge kontrolü için yeterli değildir. Bu iyilik halinin devamı için fiziksel tıp ve rehabilitasyon hekimlerinin gözetiminde uygun bir egzersiz programının yaşam stili haline getirilmesi ve yine aynı uzman hekimler tarafından denge kontrolünün bilgisayar destekli sistemlerle takibi gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki, koltukta oturarak dahi yapılabilen çok basit egzersizler, yaşamı tehdit edecek düşme ve kırıkları engelleyebilir.
Her alanda dengeyi yakaladığınız bir hayat dileğiyle...
KAYNAKLAR
1. Gündüz O.H.Yaşlılarda postür ve yürüme.Geriatri 3(4) 155-162,2000
2. Erdoğmuş B.Tüzün Ş.,Yaşlılarda yürüme kinematiği,Geriatri 4(1)33-39,2001
3. Prasansuk S.iSiriyanda C.,Atipas S.,Balance Disorders in the Elderly and the Benefit Of Balance Exercise,J Med Assoc Thai 2004,87 (10)1225-33