Soğuk, antik çağlardan beri tedavide kullanılagelmiştir. Hipokrat, kanamayı durdurmak ve ateşi düşürmek için önermiş, Galen mide rahatsızlıklarında kullanmıştır. Volamier 1850’lerde soğutma vasıtası olarak eter ve karbondioksiti kullanmıştır.
Son yıllarda kullanılan alan genişlemiş ve yaygınlaşmıştır. Bazı durumlarda vazgeçilmez tedavi aracı olarak soğuk kullanılmaktadır. Günümüzde travmatolojiden romatolojiye ve nörolojiye bir çok dalda asıl tedaviye yardımcı olarak kullanılmaktadır. Soğukla karşılaşan organizmada yerel ve görsel reaksiyonlar ortaya çıkar. Tedavi amacıyla dokulara soğuk uygulanmasına “kriyoterapi” denir.
Soğuk tedavi aracının soğukluk derecesine göre deri ve deri altı derin dokularda yerel ısı düşer. Sıcaklık deride 14 0C, deri altında 24 0C, kaslarda ise 30 0C’ye kadar inebilir.
Soğuk uygulama ödem ve şişliklere her zaman iyi gelir. Gerek travmatik, gerek romatizmal sorunların ilk evrelerinde etkilidir. Soğuk, yüzeysel damarlarda daralma yaparak oradaki ödemin artmamasında ve dağılmasında etkilidir. Soğuk, damarlardaki geçirgenliği azaltarak ödem ve şişliklerin önüne geçebilir. Cilt altı kanamalarının durdurulmasında etkilidir.
Soğuk tedavisi ağrının azalmasında iki yönden etkilidir:
Birinci etki sorunlu bölgedeki ödem, şişlik ve kas spazmını azaltması; ikinci etki ise uçlardaki sinirlerin ileti özelliklerini değiştirmesidir.
Soğuk uygulanan bölgede önce soğukluk hissi, bunu takiben yanma, ağrı; daha sonra da uyuşma olur. 3 - 30 dakika sonra eski haline döner. Uzun süreli soğuk uygulaması yapılırsa soğuğa bağlı yanmalar da görülebilir.
Soğutmaya devam edildiği takdirde duyu sinirlerinde özellikle ileti hızı düşer. Giderek ileti blokajı oluşabilir. Yani ileti olmayabilir ve insan bunu algılayamaz. İyi beslenen sinirler, soğuğa karşı daha duyarlıdır. Soğuk uygulaması etkisiyle dokuların esnekliği ve yumuşaklığı azalır.
Soğuk, enzim aktivitelerini azaltır ve metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Donmada insanların yaşamını kaybetmeleri de bundan olur. Metabolizmanın yavaşlaması sonucu hareket kabiliyetleri azalır ve uykuya geçerler. Metabolizmanın yavaşlamasıyla damarların daralması, damarların daralmasıyla da metabolizmanın yavaşlaması sonucu bir kısır döngü oluşur.
Hipotermi
Soğuğun bir başka etkisi de Prof. Dr. Ahmet Öncel’in İstanbul Tıp Fakültesi Fizik Tedavi Kliniği’nde yaptığı bir çalışmanın sonuçlarında çok etkiliydi. Prof. Öncel, soğukta kaslarda yorgunluğun nedeni laktik asitin açığa çıkmasının daha gecikebileceğini tespit etti. Yani sonuçta kas yorgunluğu soğukla daha geç oluşuyordu. Kasın kasılmasının artması (spazmları) soğuk uygulama ile kontrol edilebilir.
Spazm ve spastisitede kasın kasılmasını engellemek için kasın yeteri derecede soğutulması gerekmektedir.
Vücut ısısının 35 C’nin altına düşmesine “hipotermi” denir. Hipotermi değişik şekillerde oluşur:
1. Vücudun soğuğa karşı korunma mekanizmasının bozulması
2. Ölüm öncesi şok
3. İlaçlar ve zehirli maddeler
4. Tıbbi amaçla kanın soğutulması
Soğuğa karşı gösterilen reaksiyonlar kişilere, çevresel faktörlere ve genetik özeliklere göre değişir. Çöl insanlarının soğuğa karşı reaksiyonları ile kutup insanlarının reaksiyonları arasında önemli farklar vardır.
Vücut ısısı düşünce
Soğuğun sistemik etkileri iki temel amaca yöneliktir. Biri önce mevcut vücut ısısını korumak, ardından düşmüş olan vücut ısısını artırmak için enerji üretmek. Vücut ısısını korumak için önce derideki damarlarda daralma oluşur, terleme azalır, kalp atım sayısı azalır ve tansiyon düşüklüğü olur.
Düşmüş olan vücut ısısını düzeltmek için organizmanın ilk cevabı titreme şeklinde ortaya çıkar ve ısı üretilir. Karaciğerde yağ metabolizması artar. Eskimolarda karaciğer büyüklüğünün nedeni yağ metabolizmasının artmasıdır. Deri altı yağ dokusu ısıya karşı yalıtkanlık sağladığından zayıf kişilerin soğuğa karşı direnci şişman kişilerden azdır.
Vücut ısısının düşmesinin etkileri şöyle sıralanabilir;
* Deride kan damarlarında daralma
* Dolanan kan basıncında azalma
* Kan şekerinde yükselme
Kime yararlı kime zararlı?
Soğuk uygulama, kas spazmında buz masajı olarak uygulanır. En az 10 dakika yapılmalıdır. Travmalarda ilk 72 saat içinde şişlik ve cilt altı kanaması için uygulanır. Ödem ve kanama sona erince soğuk uygulamaya son verilir. Devam edilirse iyileşme gecikebilir.
Romatizmal hastalıklarda soğuk uygulama günde 3 - 4 kez 10 ila 20 dakika arasında uygulanmalıdır.
Soğuk uygulama kalp hastalığı, kalp yetmezliği, tıkayıcı damar hastalıklarında damarların daha da daralmasına sebep olduğu için sakıncalıdır. Duyu bozukluklarında soğuk doku hasarı yapabilir.
Yaşlılar, çocuklar ve çok zayıf olan kişilerde, ülserli hastalarda karın bölgesine yapılan uygulama mide kramplarını ve asit miktarını artırır.