Skolyoz, omurganın ve kaburganın bir deformitesidir. Çok vakada nedeni bilinmemekle beraber genetik bir faktörün rolü olduğu düşünülmektedir.
Skolyoz omurganın yana eğikliğinin dışında ayrıca dönmesiyle (rotasyon) kendini gösterir.
Skolyoz yapısal olan ve yapısal olmayan diye ikiye ayrılır. Yüzde 80’i genetik nedenle oluşur. Beyin
sapındaki bir fonksiyon bozukluğunun veya iç kulaktaki bir lezyonun genetik skolyozun nedeni olduğu düşünülmektedir.
Tedavi gerektirecek kadar ağır eğiklikler kızlarda erkeklerden yedi kat daha fazladır. Hafif eğiklikler ise kızlarda ve erkeklerde eşit oranda görülür. Genetik skolyoz annede varsa hem erkek çocuğunda hem kız çocuğunda ortaya çıkabilmektedir. Şayet babada skolyoz varsa kızında görülme ihtimali daha yüksektir.
Anne veya babada ağır eğiklikler varsa çocuklarda da aynı derecede olacak demek değildir. Çocuklarda hafif eğiklikler olabilir veya hiç olmayabilir.
Genetik skolyozu olan kişi çocuk sahibi olursa çocuklarının üçde birinde skolyoz olabilmektedir.
Anne ve babada skolyoz geni varsa sadece birinde skolyoz oluşmuşsa çocuklarda skolyoz riski daha fazlalaşır.
Kalp ve akciğer sağlığı için de skolyoz takibi şart Genetik skolyozda üç tip eğiklik vardır. Bunlarda kaburgaların olduğu bölgedeki eğiklikler, bel bölgesindeki eğiklikler veya hem kaburgalarda hem belde oluşan eğikliklerdir. Skolyoz, estetik bozukluklara neden olabildiği gibi kaburga bölümündeki oluşan eğiklikler kalp ve akciğerlerin fonksiyonlarını negatif etkileyebilirler.
Beldeki eğiklikler vücudu estetik olarak çok bozmamış görünse de hamilelikte ağrılara neden olabilirler. Genel olarak skolyoz gövde kısalığı deformitesi olarak da kendini gösterebilir.
Genetik skolyoz üç tiptir;
Doğumla 3 yaş arasında başlayan Bu çoğu zaman yaşamın ilk yılında belli olur. Genellikle erkeklerde sıktır. Bazen bunlarda tedavisiz iyileşme görünebilir. Bazıları da erken tedavi edilmezlerse kalıcı kusurlar oluşabilir.
4 ile 10 yaş arasında görülen Genelde bu tip skolyoz altı yaşından sonra fark edilir.
10 yaşından sonra oluşanGenetik skolyozlar büyüme sırasında ilerleyebilir veya ilerlemez. Büyüme bittiğinde de eğikliğin artmayacağını düşünmemek lazım. Genel olarak 25 yaşındayken 30 dereceden az olan eğiklikler ilerlemez.
Doğuştan skolyoz olan çocuklarda kalp ve üriner sistemde anomaliler oluşabilir.
Doğuştan omurların yapısında anomaliler vardır.
Nörolojik nedenlere bağlı olarak da skolyoz oluşabilir. Kas siteminde zayıflık yapan hastalıklarda skolyozun oluşma nedenlerindendir.
Bazı durumlarda kanser hastalarında yapılan radyoterapiye bağlı olarak da skolyoz gelişebilir. Skolyozun değerlendirilmesinde enseden indirilen bir sarkaçla baş ve gövdenin aynı hatta olup olmadığına bakılır.
Çocuklarda skolyozAğrılı skolyoz çocuklarda nadirdir. Şayet ağrı varsa başka hastalıkların var olup olmadığı konusunda araştırma yapılmalıdır. En iyi değerlendirme röntgenle skolyoz grafisi çekilerek yapılır.
Skolyozun ilerlemesi iskelet gelişimi bittikten sonra yavaşlayabilir.
Okul taramaları çok önemliSkolyozun erken tespit edilmesi ve skolyoz takibi yapılacak bir fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezine yönlendirilmesi şarttır. Birçok skolyoz ilerlemeden tespit edilirse cerrahi girişim yapılmadan tedavi edilebilir. Onun için okul taramaları çok önemlidir. Bu konuyla ilgili bir hekim veya hemşire yüzden fazla çocuğu bir saatte tarayabilir. Tarama basittir. Çocuk kollar serbest olarak belden eğilir. Bu eğilmede omurgada ve kaburgadaki asimetri çok rahatlıkla görülür. Şayet bir çocukta skolyoz var ise tüm kardeşleri de kontrol edilmelidir.
Tedavi olarak yapılan egzersizler tek tedavi seçeneği olarak kabul edilmemelidir. Yani hastayı, eline egzersiz programlarını verip gönderemezsiniz. Çünkü bu hastalardaki eğikliğin derecesine göre breysleme (tespit) yapılmalıdır veya gerekiyorsa cerrahiye yönlendirilmelidir. İyi yapılan breysleme hasta ve hasta ailesi ile işbirliği sağlanabilirse yüzde 70 oranında düzelme sağlayabilir. Bazı eğiklikler ise ne yapılırsa yapılsın daha ileri bir deformiteye doğru gider. Skolyozun breyse cevap verip vermeyeceğini önceden kestirmek zordur. Birçok breys günde 23 saat boyunca elbise altına giyilebilir. Kas gücünü korumak içinde egzersizler hem breys içinde hem breys dışında her gün yapılmalıdır. Bu hastalara fizik tedavi uygulamaları da yapılır.
Tüm bu tedavilere rağmen başarılı olunamıyorsa çözüm cerrahidir. Yalnız ameliyat kararı verilirken de eğikliğin derecesi, hızlı ilerleyip ilerlemediği, breyslemeye karşı hastanın direnci de bu konuda belirleyicidir.
KAYNAK: FRANK H. NETTER, M.D. KAS İSKELET SİSTEMİ (RESİMLER)