Geçmişte bize bilimkurgu gibi gelen buluşların günümüzde hayatımızı kolaylaştırdığına şahit oluyoruz. Gelecekteyse metrenin milyarda biri ölçeğindeki nanorobotlar yırtılan bir ön çapraz bağı tamir edecek ya da tıkalı bir kalp damarını açacak
Teknolojinin hayatımıza neredeyse hükmettiği dönemleri yaşıyoruz. Teknolojinin yarattığı kolaylıklar sadece günlük hayatımızı değil, sağlıkla ilgili alanları da etkiliyor. Özellikle tıbbın rehabilitasyon alanında yardımcı teknolojilerin kullanımı gittikçe artıyor. En basit yardımcı teknolojiler arasında akülü tekerlekli sandalyeler, küçük motosikletler, yürüteç ve bastonlar yer alıyor. Amerika Ulusal Sağlık Anketi’ne göre, 1969 yılında 6.2 milyon kişi yardımcı cihaz kullanırken, bu sayı 1990 yılında 13.1 milyona ulaştı.
Hayatı kolaylaştıran sistemler
Buradaki önemli alanlardan biri, bilgisayar destekli sistemler. Örneğin görme sorunları için ekran büyüten programlar kullanılıyor. Bunlar tıpkı büyüteç gibi işlev görerek ekranın bir kısmını büyütüyor. Ekran okuyucu programlardaysa ekranda görülen yazı ve grafikler sesli hale getiriliyor. Ses tanıma sistemlerinde kişinin sesi bir mikrofon yoluyla algılanarak elektronik ortama yazı olarak aktarılıyor. Seslendirme cihazlarındaysa tam tersine ekrana yazılan cümle veya rakamlar sesli olarak okunuyor.
Hareket sorunları olan hastalarda ekran üzerinde klavye oluşturularak daha az hareketle yazı yazabilme olanağı sağlanıyor. Yine dokunmatik ekranlarla benzer işlevler yerine getiriliyor. Öğrenme sorunları olan kişiler içinse kelimenin başlangıç kısmını gördükten sonra tahmin edebilen programlar ve çeşitli ses tanıma programları kullanılıyor.
Robot rehabilitasyonu
Robot yardımlı rehabilitasyonsa 1990’larda başladı. Tek taraflı el ve kol felçlerinde bilgisayar desteğiyle ele veya kola temel hareketler yaptırabilen robotlar kullanılıyor. Yürüme zorluğu çeken kişiler için daha farklı sistemler geliştiriliyor.
Otomatik elektromekanik yürüme cihazlarında belden aşağı felç olan kişi bir yürüme bandı üzerine, robot bacaklar yardımıyla yerleştiriliyor ve bu bacaklar normal bir insanın yürüme temposunu, şeklini taklit ediyor. Böylece felçli kişilerin daha çabuk yürüme potansiyeline kavuşması sağlanıyor. Son dönemlerde özellikle Japonya’da bu alanda önemli gelişmeler var.
Japonya atakta
Örneğin bir Japon otomotiv firması yaşlılık dolayısıyla yürüme güçlüğü çeken hastalar için oturarak desteklendikleri ve adım atabildikleri bir robot tasarladı. Yine Japonya’da yapılan çalışmalar sonucunda bir tulum gibi giyilerek tamamen felç olan kişilerin kaslarını kullanmalarını sağlayan robot-giysilerin üretimi planlandı.
Robotlarla yapılan rehabilitasyondan sonra insanoğlu bir adım daha ötesine geçerek ‘sanal gerçeklik’ denilen sistemi de sağlık alanına adapte etti. Bu sistem aslında önceleri savaş pilotlarının yetiştirilmesi amacıyla kullanılıyordu. Sistemde kafaya takılan bir kask vasıtasıyla kişi sanal olarak istenilen ortamın içine sokuluyor. Yine bu kişiye çeşitli kumanda araçları verilip ağaçtan elma toplama ya da cam silme gibi basit bir görevi yapması isteniyor. Yapılan çalışmalarda felçli kişilerin bu tür sanal ortamlarda daha iyi motive oldukları ve gelişme gösterdikleri izleniyor.
Biz hekimlere düşen rolse diğer alanlardaki bilim insanlarıyla bilgimizi paylaşıp teknolojiden korkmadan onun insanlık namına kullanımına hizmet etmek.