Dr.Eser Alptekin

Dr.Eser Alptekin

dreseralptekin@gmail.com

Tüm Yazıları

Sağlık için güne ilk uyandığımız anda yanınızdakilere “Günaydın!”, “ Hayırlı günler!” diyerek başlayın. Bu hem sizin için hem etrafınızda, çevrenizde olan insanlar için sağlık işaretidir.
Doğan ve yaşayacağınız güne şükredin, aldığınız soluğa şükredin. Ve soluk alıp vermekte zorluk çeken insanları düşünün.
Yaşamın size sunduğu sevgilere, yaşamın size sunduğu sağlığa, güzel bir uykuya ve kışın soğuğunda içtiğiniz sıcak bir çorbaya şükredin.
Sağlık için insanların gözlerine sevgiyle bakın. O bakışı insan olan fark edecektir, algılayacaktır. Hayvanlara dahi sevgiyle baktığınızda bunu anlar, algılayabilir. Hangi insan bunu fark edemez?
Güne başlarken gülümsemeyle başlayın. Zor olduğunu söyleyebilirsiniz. Zor olanı deneyin, zor olanı seçin.
Size sunulan kısa bir ömrün mutluluk veya mutsuzlukla geçmesi sizin elinizde. Beyninizde yarattığınız kargaşalarla onu karanlık bir geceye çevirmeyin. Gecenin güzelliğini, karanlığın da güzelliğini ve gizemini keşfedin. İnanın orada da farklı boyutlar bulunduğunu göreceksiniz. Yeni dünyalara gideceksiniz. Sevginin egemen olduğu, Tanrı’nın size sunduğu bambaşka dünyalar. Güzel renkler, güzel müzikler, önünüzde çiçeklerle donanmış yollar. Ve ışıl ışıl gelecekler.
“Dünya için, ülkemiz için kabus dolu günlerde nasıl bunları yazabiliyorsun?” diye bana sorabilirsiniz. Fakat dünyayı ve doğayı çirkinleştiren, yaşanmaz kılan bizleriz. Karanlık düşüncelerle, hileler ve entrikalarla.

Haberin Devamı

GÜLÜMSEYEREK GÜNE BAŞLAYIN
DOĞA- İNSAN İLİŞKİSİ
Bir de tersini deneyelim. Dünyamızın doğasıyla, insanıyla yaşanabilir bir yer olması için çaba sarf edelim. Sadece yaşamak için diğer insanları ve doğayı üzmeyelim. Ona zulüm etmeyelim, onu yok etmeyelim.
Yaşadığımız için zorunlu olarak aldığımız gıdaları zehir haline, yenemez hale getiren bizler değil miyiz?
Hiç düzelmeyecek şekilde toprakları toprak olmaktan çıkaran bizler değil miyiz?
Yarınlarda bu topraklarda yaşayacak insanlara kötü mirası hazırlayan bizler değil miyiz?
Bu söylediklerim sadece toprağı ekip biçenler için değil. Bunlar yapılırken sesini çıkarmayan, yerinde itiraz etmeyen, duyarsız kalan bizler de bunun içine girmez miyiz?
Yarın belki bitki yetiştirecek toprak bulamayacağız. Genetiği değiştirilmiş, yapısı bozulmuş bu topraklar sonra bizden intikam almayacaklar mı?
Doğanın bozulması insanın da bozulmasını beraberinde getirir. Hâlâ ülkemiz için vakit çok geç değil. Bu konuda duyarlı insanlar, duyarlı gençler, duyarlı çocuklar yetiştirmek için, onları eğitmek için.

Haberin Devamı

BİRBİRİMİZE BAKIŞIMIZ
Doğaya ve insan olarak birbirimize bakışımız çok hızlı biçimde değişiyor. Büyük kentler insan genetiğini tehdit eder hale geldi. İnsanlar arasındaki güzel değerleri alıp götürüyor. Sağlıksız ve birbirine duyarsız nesiller yetişmeye başladı.
Sıcak bir selamı ve hoşgörüyü birbirimizden esirger hale geldik. Ve bizler bu kargaşada sağlığımızı aramaktayız.
Ruhları sağlıklı olmayan bedenlerin sağlığı da tartışılmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü kişilerin ruhsal problemleri ile ilgili alarmlar veriyor. Dünya nüfusunun önemli bir kısmının depresyonda olduğu söylenmekte.
Ülkemizde ise geçmişteki kültüründen, değerlerinden kopmuş yeni bir kültürü özümseyememiş arafta insanlar yaşamakta, tabii ki sağlıksız.

Haberin Devamı

KAR VE SOĞUĞA DİKKAT
Bu yazıyı, dışarıda nazlı nazlı kar yağarken kaleme alıyorum. Büyük şehirlerde yaşayan bizler için ulaşım bir sorun olacak. İşimize gidebilir miyiz diye telaşlanacağız.
Bu telaşı huzursuzluğa çevirmeyelim. Kendimize dert etmeyelim. Yaşamın ve doğanın bir kuralı olduğunu düşünelim. Onu da güzellikle karşılayalım.
Özellikle yaşlıların düşmemek için tedbir almalarını öneriyorum. Bir de alışmadığımız bir soğuk, özelikle kalp hastalarının bu soğukta rüzgara karşı yürümemeleri lazım. Doğa kurallarını koyacak, bizler de tedbirimizi alacağız.
Karlı, karsız, yağmurlu, yağmursuz, sıcak, soğuk günlerle bir yaşam geçecek. Sevgilerle ve dostluklarla onun içinde güzel yerler ayırın.