Dr.Eser Alptekin

Dr.Eser Alptekin

dreseralptekin@gmail.com

Tüm Yazıları

Fiziksel sakatlığı olan her hasta değişik şekillerde olmak üzere ruhsal problemlerle karşı karşıyadır. Hasta sakatlığını inkâr eder. Bu inkar iki türlü olur; Birincisi hasta “Ben hasta değilim” der. İkinci şekli ise inkâr  davranış şekli olarak kendini gösterir.
İnkar, insan egosunun bir savunma mekanizmasıdır. Kişi benliğinin kendi için tehlikeli sayılabilecek şeyleri görmemezden gelmesi, yok saymasıdır. Bu bakış açısı hastaların çaresizlik duygularını yenmelerine yardım ederken kendilerine yapılacak yardımı reddetmeleri içinde bir mazeret olarak düşünülebilir.
Örneğin her iki ayağı felç olan bir hasta, yatak döneminde bacaklarının oynamadığını görmezden gelebilir. Bu da o hastaya bir huzur sağlayabilir. Ancak ayakta durabilme ve yürüyebilme egzersizlerine başlandığında kendini aynada görmesi, içindeki tepkilerin açığa çıkmasına ve ileri derecede sinirlenmesine sebep olur.

Fiziksel sakatlıklarda hastaların ruh   sağlığı bozulabilir
Tam inkâr durumlarında telkin yahut mantıklı tartışma girişimleri boşunadır. Rehabilitasyona ikna edebilmek için hastaya yavaş yavaş ve iyilikle yaklaşmak gerekmektedir.
Zaman ve tedavi ortamı çok hasta için etkilidir. Hastada tam direnme varsa ilaç ve psikoterapi uygulamaları yapılmalıdır.
Fiziksel sakatlığı olan her hasta değişik derecelerde ruhsal fırtınalar yaşar. Bazen hastada sıkıntı ve korkuya benzeyen duygular oluşur. Kişi bunu sanki kötü bir şey olacakmış gibi nedeni belirsiz bir endişe olarak algılar. Bu hafif tedirginlik ve gerginlik duygusundan çok panik duygusuna varabilecek düzeylerde olabilir.
Bu durum vücudun merkezi sinir sistemini uyararak tansiyonun yükselmesine, kalp atımının hızlanmasına,  gözbebeklerinin genişlemesine, ağızda kuruluğa, sık sık idrara gitmeye, kusmaya varacak kadar vücutta değişikliklerin nedeni olabilir.

Haberin Devamı



Depresyona dikkat
Depresyon, sakatlığı olan çoğu hastada rehabilitasyon uygulamalarını önemli ölçüde etkileyen sıkıntı ve panik olarak kendini gösteren bir olgudur. Bu hastalarda ilaç kullanırken çok dikkatli olunmalıdır.
Fiziksel sakatlığı olan her hasta depresyona da girebilir. Depresyon hafif üzüntüden hezeyanlara hatta intihara kadar gidebilen bir süreçtir. Depresyon ciddi ve acı veren bir rahatsızlıktır. Bu da sakatlığın ne olduğundan ziyade ondan etkilenen hastanın kişiliği ve yaşama bakışı ile değişebilir. 

İntihara kadar gidebilir
Hafif depresyonlarda hastalar çevrelerine ilgisiz, sessiz, mutsuz, cesaretleri ve hayata bağları kırılmış durumdadırlar. Hastalarda bitkinlik ve enerji kaybı vardır. Dikkat ve hafızalarında bozulmalar yaşananabilir. Hastalar mahzun ve umutsuzdurlar. Uykusuzluk ve erken uyanma bu depresyonlu hastalarda sık görülür. Kabızlık, iştahsızlık, yorgunluk, baş ağrıları bu hastaların başlıca şikâyetleridir.
Hastalar genellikle suçluluk, değersizlik ve fakirleşme endişeleri içerisindedir.
Gerginlik dönemleri olabilir. Kendilerini işe yaramaz, değersiz görebilirler. Yaşamın ve yaşamanın anlamsız olduğunu söyleyebilirler. Sonunda intihar düşüncelerini ve eylemlerini gerçekleştirirler.
Bazen de hastalar neşeli görünerek depresyona karşı kendilerini savunabilirler. Hastaların neşeli görünmesi çoğu zaman aldatıcıdır. Depresyon sakatlığa bağlı üstünlüğün kaybından ortaya çıkar.
Yaşamda çocukluk dönemiyle beraber yürümeyi, koşmayı, yıkanmayı, giyinmeyi zaman içerisinde öğrenirsiniz. Fiziksel sakatlık ise bu becerilerimizin bozulmasına yol açar. Bunları yapamaz hale getirebilir. Hasta çocuksu hale düşer, çaresiz kalır. Bu da hastanın kendine olan saygısını kaybetmesine yol açar. Böyle bir hasta da kendinde küçümseyici, aşağılayıcı, eleştirilecek bir şeyler bulmakta güçlük çekmez. Kendisinin küçümsendiğini, aşağılandığını, değersiz ve yetersiz olduğunu, hiçbir şeyi beceremediğini ve toplum tarafından dışlandığını hisseder.

Özel psikoterapi yöntemi
Bu hastalarda hem çevresinin hem de psikiyatristin destekleyici ve moral verici tedavilerine ihtiyaç vardır. Bu hastalar için özel psikoterapi yöntemleri geliştirilmiştir. Ağır depresyonlarda ilk başvurulacak şey ilaç olmalıdır. Ve bu hastalarda psikoterapi ile desteklenmelidir.

KAYNAK: DR. ALAATTİN DURAN, DR. MERT SAVRUN