Dr.Eser Alptekin

Dr.Eser Alptekin

dreseralptekin@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sakatlanan hastaların günlük yaşama uyum sağlayabilmeleri için çok yönlü rehabilitasyon programlarına ihtiyaçları vardır. O açıdan rehabilitasyon programlarına alınan hastaların muhakkak psikiyatrik yönden değerlendirilmesi gerekir. En başta değerlendirilmesi gereken bir yön de hastanın intihar eğilimi var mı? Yok mu?

İntihar eğilimi var mı?
İntihar dışında diğer psikolojik faktörlerin üstesinden kolayca gelinebilir. Oysa intihar farklı, çok önemli bir problemdir. İntihar tehdidini değerlendirmek için çok deneyimli olmak gerekmektedir.
Hastalar “Keşke ölseydim” veya “Üzerimde o kadar çok yük var ki, artık bunu taşıyamıyorum” diye dile getirir. Bunun için gerektiğinde arkadaşlarından, akrabalarından ve servis personelinden bilgi alınmalıdır. Bunlar da kendini şöyle gösterebilir: “Hastanın önceden intihar teşebbüsü hikâyesi var mı?”, “İntihar tehdidini devamlı dile getiriyor mu?”, “Hastanın iştahsızlık, uyku kaybı, ilgisizlik, devamlı uyku hali, unutkanlık, devamlı gözyaşı dökme gibi sorunları var mı?” , “Hastalarda yalnızlık ve yabancılaşma var mı?”, “Alkol ve uyuşturucu kullanımı var mı?”, “Hastanın çevresi ve sosyal yaşamı bu intihar eğilimini daha fazla artırıyor mu?” Bu noktalar özellikle araştırılmalı ve gözlenmelidir.
Rehabilitasyon servislerinde görülmemesine rağmen hastalar taburcu olduklarında intihar riski artabilmektedir.

Psikolojik destek gerekli

Engelli hastalarda intihar eğilimi
Sosyolojik çalışmalar intihar sıklığı ile sosyal bozulma oranında bir ilişkinin var olduğunu göstermiştir. Rehabilitasyon ortamı imkânları kısıtlı olan hastalara dahi sosyal destek sağlayabilmektedir. Bu da kişiye sosyal destek sağlayan kurumlara ne kadar ihtiyaç olduğunun bir göstergesidir. İntihar tehdidi olduğu zaman bu hastalara psikolojik destek gerekmektedir.
Bu hastalarda bir başka psikolojik bozukluk saldırganlık ve düşmanlık duygularıdır. Hasta kızgınlığını en yakınındaki insanlara, doktorlara, hemşirelere, hasta bakıcılara ve ailesine yansıtabilir. Hastanın bu tavrı rehabilitasyon programını olumsuz etkiler. Bazı hastalar da bunun bir kader olduğunu kabul edebilirler. Onun için rehabilitasyon yapan ekibin sakin ve hoşgörülü olması gerekmektedir. Hekim, hastanın kızgınlığını sakin bir şekilde dinleyebilmeli ve yatıştırmaya çalışmalıdır. Hekimle hasta arasında güvene dayalı bir ilişki kurulmalıdır. Bu takdirde hastanın davranışları uyumlu hale gelebilir. Aksi gerçekleştiği takdirde  negatif sonuçlar doğurur.
Fiziksel sakatlık insanı becerilerini yapamaz hale getirip, birilerine muhtaç hale getirmektedir. Rehabilitasyonun hedefi hastayı bu bağımlılıklardan kurtarabilmektir. Hastaya uygun koşullar sağlandığında  ve tam psikolojik destek verildiğinde yapılan rehabilitasyon programları ile kısmen veya tamamen iyileşmeler sağlanabilir.
Bağımlılık davranışı hastanın hayatında önemli bir rol oynar. Onun karakterinin temelini oluşturuyorsa bu hastalarda tedavi çok güçtür. Böyle hastaları tatmin etmek çok zordur.

Fiziksel sakatlıkta ağrı
Ağrı fiziksel sakatlığa çoğu kez eşlik eder. Hastada ağrının oluş nedenleri olduğu gibi hiçbir sebep yokken de ortaya çıkabilir. Burada oluşan ağrının tedavisi rehabilitasyonun başarılı olmasına veya başarısız olmasına sebeptir. Çevresel faktörlerde ağrının oluşumunda nedenlerdir.
Kendini yalnız hissetmek ve sıkıntı da ağrıyı artırabilir. O yüzden ağrı hasta yalnız kaldığında yani geceleri artabilir. Bu hastalarda ağrının kontrolünde ilaçların dışında fizik tedavi programları çok etkilidir. Bir rehabilitasyon merkezinde beyin hasarlı hastalar orada bulunan hastaların çoğunluğunu teşkil ederler. Çoğunluğu beyin felçli hastalardır.
KAYNAK:  DR. ALAATTİN DURAN, DR. MERT SAVRUN