Dr.Eser Alptekin

Dr.Eser Alptekin

dreseralptekin@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

El vücudumuzun en önemli duyusal organlarından biridir. El bileği eklemi çok fonksiyonlu bir eklemdir. Çok kullanılmasına rağmen az korunan ve hastalıklardan kolayca etkilenen bir yapıya sahiptir. Elinizin bileğinde ve parmaklarımıza vuran uyuşma ve ağrı varsa, bu devamlı ise giderek artıyorsa Carpal Tunnel Sendromu dediğimiz hastalıktan şüphelenmemiz gerekir.
Carpal Tunnel el bileğindeki tendonları çeviren bir kılıfın kalınlaşması, ele giden damarlara ve sinirlere basısı sonucu oluşur. Amerika’da toplumun yaklaşık yüzde 1’inde görülmektedir. Bu da önemli bir orandır. Daha ziyade endüstri işçilerinde, el bileğinin tekrarlayıcı hareketlerini sık yapanlarda (nakış dokuyanlar), titreşimli araç ve gereç kullananlarda sık görülür. Ayrıca kadınlarda görülme oranı erkeklere göre daha fazladır. Genellikle 30- 60 yaş arası olur. Çünkü Carpal Tunnel dediğimiz bu kanal kadınlarda erkeklere göre daha dardır. Tek taraflı bir el bileğinde oluştuğu gibi her iki el bileğinde de oluşabilir.

Damar anomalileri
Carpal Tunnel Sendromu’nun nedeni tam olarak tespit edilememiştir. Genetik olduğu düşünülmüş fakat tam aydınlatılamamıştır. B6 vitamin eksikliği nedeni mi diye araştırılmış, o da çıkmamış. Fakat B6 vitaminin hastanın elinde oluşan nörolojik kusurlarda etkili olduğu gözlenmiştir. Hamilelikte ve hormonlu ilaçlar kullananlarda sık görülmesinden dolayı hormonal değişiklikler suçlanmış ve bunların rolü olabileceği düşünülmüştür.
Hemodiyaliz yapılan böbrek hastalarında ayrıca diyabetiklerde de yüksek oranda olduğu tespit edilmiştir. Benim kişisel düşüncem, soğuktan negatif etkilendiği için acaba tam tespit edilemeyen damar anomalileri suçlanabilir mi? Zira sıcak uygulamalarda bir rahatlama sağlanabilmektedir. Yalnız hastalarda duyu kusuru da olduğu için sıcak uygulamalarında yanık olmamasına dikkat edilmelidir.
Diyabeti de burada unutmamak lazım ayrıca Romatoid Artritli hastalarda sık görülmektedir. Daha çok Romatoid Artrit’in erken döneminde görülür ve iki taraflı el bileğinde oluşur. Romatoid Artrit’te el bileğindeki şişlik, oradaki Median sinire basıya neden olabilir. Burada da en önemli teşhis vasıtası EMG’dir (elektromyografi).
Fakat bu metot da ta Hitler döneminden kaldığı için hastaların canını yakmaktadır. Yıllar içerisinde bu konuda da bir gelişme olmamıştır ve bu inceleme hastaların canını yakmaya devam etmektedir.
Belirtiler genellikle sinsi olarak başlar ve geceleri daha fazla hissedilir. Bazen de el bileğindeki bir kırıktan sonra ortaya çıkabilir. Hastalar ellerindeki yanma, karıncalanma ve uyuşukluktan şikayet ederler. Ağrı ve uyuşukluklar genellikle gece veya sabah saatlerinde artar ve hastayı uykudan uyandırabilir. Hastalar çoğunlukla kolunu yukarı kaldırmak veya elini silkelemekle rahatladığını söylerler. Bazen bu ağrı ön kola ve omuza doğru da vurabilir. Sorun yaşayan elde cisimleri ayırt etmekte sorun yaşanabilir.
Hastalık ilerledikçe bu elin iç bölümündeki kaslarda zayıflama, yetersizlik ve güçsüzlük oluşur. Hafif eşyaları tutmakta güçlük çeker veya düşürürler. Baş parmak, işaret parmağı ve orta parmakta duyu kaybı olabilir.
Elin iç kısmını çevirdiğinizde baş parmağın iç kısmındaki kaslarda zayıflama olduğunu görebilirsiniz.
Hekim bunu bazı testlerle de tespit edebilir. Sinirde ileti yavaşlamışsa bu EMG ile rahatlıkla tespit edilebilir. Hastaların %90’ında EMG teşhis için yeterlidir. MR ise EMG bulguları normal olan hastalarda kullanılan bir tanı aracıdır.
Hastalık hamilelikte oluşmuş ise çocuğun doğumuyla beraber bu bulgular normale dönebilir. Ayrıca tiroid hastalarında hastalığın tedavi edilmesiyle Carpal Tunnel Sendromu’nda da düzelmeler görülebilir. B6 vitamin eksikliği de burada düşünülmeli ve B6 vitamin takviyesi yapılmalıdır.

Tedavisi
El bileğinin splitlerle tespit edilmesi ilk yapılması gereken işlemdir. El bileği hareketleri azaltılmalıdır. Yazı yazma gibi aktivitelerden uzak durulmalıdır. El bileği tespit edilmesine rağmen rahatlama olmuyorsa antienflamatuar ilaçlar dışardan ve içerden uygulanabilir. Fizik tedavi uygulamaları yapılır. Lokal kortizon enjeksiyonu ise bu tedavide son aşamadaki uygulama olmalıdır. Yine de başarılı olunamıyorsa cerrahi önerilir. Cerrahiden sonrada yine ciddi bir biçimde rehabilitasyon uygulamaları yapılır.

Avuç içinde sertlik varsa
Bir de hastaların el içindeki dokularının kalınlaşmasına bağlı olan bir hastalık vardır: Dupuytren Kontraktürü. Hastalık ilerlediği zaman hasta avucunu tam kapayamaz hale gelebilir. Bu, avuç içinde oluşan bir bağ dokusu hastalığıdır. Özellikle Kafkaslar’da ve Kuzey Avrupa ülkelerinde sık, Asya ve Afrika’da daha seyrek görülen bir hastalıktır. Hastaların avuç içlerinde 4. ve 5. parmağa yakın kısımlarında oluşur. 4. veya 5. parmakların hareketleri etkilenir.
Nedeni tam belli değildir. Hastalığın görülme sıklığı ileri yaşlarla birlikte artar. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür. Dupuytren Konraktürü’nün sigara kullananlarda, diyabetiklerde, alkoliklerde, karaciğer sirozunda, tetik parmakta, akciğer tüberkülozunda daha sık rastlandığı tespit edilmiştir.
Hastalar etkilenen parmaklarındaki hareket kısıtlılığından parmaklarda ve avuç içindeki ağrıdan yakınır, şikayet ederler. El bir masa üzerine düz yerleştirilemez. Bazı hastalıklarla da karıştırmamak lazım, özelliklede tümörlerle...

Tedavisi
Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları ciddi deformite oluşmasını engeller. Yine zorunlu olunca lokal kortizon enjeksiyonları uygulanabilir. Daha da ileri boyutlara gelmişse elin hareketleri ciddi olarak etkileniyorsa cerrahi girişim uygulanır. Fakat bu cerrahi girişimden sonrada yüzde 20 oranında tekrarlayabilir.