BOTOKS ÇILGINLIĞI
Özellikle büyük şehirlerde birçok kadında ara sıra da erkeklerin yüzlerinde değişiklikler görürsünüz. Bir de birbirine benzeyen yüzlerin arttığına tanık olursunuz. Şaşırmayın! Bunlar son zamanlarda daha çok moda olan botokslanmış yüzlerdir. Birçoğu yapılan işlemin ne olduğunu bilmeden daha güzelleşmek ve genç görünmek için seçmiştir.
Öncelikle ‘botoks’un hammaddesinin ne olduğundan başlayalım.
Hammadde kaynatılmamış ve iyi şartlarda hazırlanmamış konservelerde görülen ‘clostridium botulinum’ isimli bakterinin ürettiği bir zehirdir.
Zehir, uygulandığı kaslarda sinirle kasın ilişkisini keserek o kasın felç olmasını sağlar. Clostridium botulinum oksijenle ölen bir bakteridir. Konservelerde kolayca çoğalma şartlarını bulabilir. Bu konservelerden yiyen insanlarda eğer çok kısa zamanda tedbir alınmazsa ölümle sonuçlanabilecek tehlikelerin de varolduğu unutulmamalıdır. Botulinum toksini bağırsaklarımız yoluyla kana geçerek bütün vücut sıvılarına yayılır, beyin ve omurilikten gelen sinir hücreleri ile onların uyarı gönderdiği kas- sinir kavşağına etki eder.
Kaslarımızın çalışması için beyinden gelen elektriği uyaranların, sinir hücrelerinden kas hücrelerine geçmesi gereklidir. Sinir hücreleri ile kas hücreleri arasında sinir - kas kavşağı denilen bağlantı noktası bulunur. Botoks bu noktada ileti sağlayan maddelerin (asetil kolin) salgılamasını durdurup sinirlerle sinirlerin ulaştığı kaslar ve organlar arasındaki iletiyi durdurarak etkisini gösterir. Yani o kaslarda bir felç meydana getirir ve onların işlevlerini durdurur. Yıllardan beri yapılan botoks uygulamalarında birçok istenmeyen sonuç da kendiliğinden ortaya çıkar. Yüzdeki veya boyundaki kırışıklıkları gidermek için yaptırılan botoks uygulamaları, bu konuda iyi yetişmiş, anatomiyi ve insan vücudunu çok iyi bilen hekimlerin dışında yapılırsa çok üzücü sonuçlar verebilir. Nitekim böyle sonuçlar alındığını çevremizden ve basından öğreniyoruz. Bu uygulamaları yaptıran kişileri özellikle dikkatli olmaları konusunda uyarıyorum. Çünkü ülkemizde belli bir eğitimi almadan birkaç haftalık çalışma sonucu bu sertifikaları alan eğitimsiz kişilerin olduğunu çok iyi biliyorum.
Bu kişilerin yaptığı uygulamaların istenmeyen sonuçlarına da katlanmak bu işlemi yaptıranlara düşüyor.
Zehir beyne gidiyor
Amerika Birleşik Devletleri’nde bilimadamlarının uyarılarından yola çıkarsak yüze uygulanan botoks maddesi beyne gidiyor. Ve sinir hücreleri arasındaki iletileri bozarak sinir sistemine zarar veriyor. Ayrıca bu sonucun fare deneyleri ile kanıtlanmış olduğu da düşünülürse bu konuda iyi yetişmemiş hekimlerin dışında bu işlemin yaptırılmaması gerektiğini anlarız.
Ayrıca da sinir- kas ileti sisteminde de bozukluğu olan hastalarda ise kesinlikle uygulanmamalıdır.
Çene birleşeğinin altında yapılan uygulamalarda ise solunum kasları etkilenebilmekte, kişilerde solunum zorluğu yapabilmektedir. Bazen de ani solunum durmalarına neden olabilmektedir. Yargıtay’ın bu konuda almış olduğu kararlar vardır. Bu uygulamaları yaptırıp düzeltilmesi mümkün olmayan bozuklukların veya ani ölümlerin oluşmasından ötürü gerekli cezaların uygulanması söz konusudur.
EN GÜZELİ DOĞAL YAŞLANMAK DEĞİL Mİ?
Botoks yaptıranların kendi kendilerine “Bir başkasıyla aynı yüze sahip olmak acaba insana hangi mutlulukları getirebilir?” diye sormaları gerekir.
Her zaman vücudun doğal yapısına ve işleyişine ters olan girişimlere karşı bir hekim olarak botoks’un kullanılmasında da çok dikkatli davranmanız konusunda sizi uyarmak durumundayım.
Botoks vücudun doğal fonksiyonu olan terlemelere karşı da yapılabiliyor ve ter bezlerinin çalışmamasına neden oluyor. Halbuki botoks’un vücuttan atılması da ter yoluyla oluyor. Ortalama sekiz ay içinde.
Ayrıca kişilerde şaşılık, kekemelik gibi sorunlarda da bu uygulama yapılmakta. Fakat istenmeyen sonuçlarını da iyi düşünmek lazım. Dünyada bunun hazırlanışında ve üretiminde ciddi olmayan ve sorumluluk taşımayan kurumların da var olduğunu unutmayalım. Bu zehirin bilinçsiz ellerde size uygulanmasına gönlünüz razı olur mu?
Eğer botoks yaptıracaksanız, kendinizi insan sağlığını ve anatomisini bilen bu konuda uzmanlaşmış hekimlere emanet etmelisiniz. Yoksa kendinizde çok farklı yüzlerle karşılaşabilirsiniz. Sonunda pişman olmayın.