Dr.Eser Alptekin

Dr.Eser Alptekin

dreseralptekin@gmail.com

Tüm Yazıları

Rehabilitasyon tıbbında son dönemlerde yaşanan gelişmeler, bu alanın sadece kas-iskelet hastalıklarıyla ilgili olmadığını kanıtladı. Mesane ve bağırsak sorunlarının kasları güçlendirmeyle azabileceğini gösteren birçok çalışma var...

İnkontinans’ olarak adlandırılan idrar kaçırma, çok çeşitli şekillerde olabiliyor. Doğum sayısında artış ve menopoz sonrası hormonların değişimiyle pelvik bölge denilen leğen kemiğindeki kaslarda zayıflama olur. Bu zayıflamanın sonucunda hastalar ıkındıklarında veya öksürdüklerinde idrar kaçırdıklarını ifade ederler. Bu tip durumlarda pelvik taban kaslarının elektrik akımlarıyla uyarılarak güçlendirilmesi, bu bölgeye yönelik egzersizler, manyetik alan tedavileri, çeşitli ilaçlar denenebilir. Bu alanın cerrahisinin zorluğu ve sonuçlarının yüz güldürücü olmaması nedeniyle ameliyatlar son çözüm olarak denenmelidir.
Diğer bir inkontinans tipiyse ‘urge’ sıkışmadır. Bu durumda hastalar tuvalete yetişmeye çalışırken idrarlarını kaçırdıklarını belirtirler. Bu durum ‘detrussor’ denen mesane kaslarının aşırı çalışması ve de pelvik bölgedeki kaslarla uyumsuz olmaları nedeniyle oluşur. Mesane kapasitesinin tam olarak değerlendirilmesinde ‘ürodinami’ adı verilen tetkikler çok önemlidir. Bu tetkikler sonucunda hastaya hangi tip tedavi yapılacağı kararlaştırılabilir.

Haberin Devamı

BOŞALTIM REHABiLiTASYONU
Sondadaki tehlike
Omurilik felçli hastaların sonda kullanmaları gerekir. Ancak daimi sonda bir süre sonra sürekli enfeksiyon kaynağı olur. Hatta bu enfeksiyonlar böbrek yetmezliklerine kadar ilerleyebilir. Bu nedenle sürekli daimi sonda kullanmak yerine ‘temiz aralıklı kateterizasyon’ denilen yöntem daha çok önerilmektedir. Bu yöntemde hasta 4-6 saatte bir tek kullanımlık bir sondayla idrar boşaltımını sağlar. Böylece hem sosyal yaşama daha kolay adapte olur, hem de böbrek enfeksiyonları riski azalır.
Bağırsaksa mesaneye göre kendini daha fazla yönetme kabiliyeti olan bir organdır. Kendi sinirsel ağına sahip olduğu için onu besleyen sinirler yaralansa da bağırsak hareketleri ve sindirim devam eder. Diğer bir özelliğiyse çevreyle en geniş temas sağlayan organ olmasıdır. Kendi iç dengesi için flora dediğimiz bakteri topluluğu çok önemlidir. Bu flora bozulduğunda sindirim tam olarak gerçekleşemez, ishal ve kabızlık gibi basit sorunlar sinirsel bağırsak hastalığı, karaciğer yüklenmesi, enfeksiyonlara yatkınlık, deri sorunları, bağışıklık sisteminin zayıflığı, kronik yorgunluğa kadar ilerler.
Bağırsak her ne kadar kendi sinir sistemine sahip olsa da omuriliğin ve onu besleyen sinirlerin yaralanmalarından etkilenir. Bu etkilenme sonucunda organda hareket, durma noktasına gelir ve kabızlık oluşur. Bu durumu engellemenin yolu öncelikle diyetin düzenlenmesinden geçer. Kepek, tahıllar, meyve ve sebze gibi lif bakımından yüksek besinlerle beslenmek gıdaların daha iyi emilmesini sağlar. Bunun yanında yeterli sıvı alımı, gerekli durumlarda bağırsak hareketlerini artıran ilaçların kullanımı, hatta lavmanlar düzenli boşaltıma yardımcı olur. Ancak bu hastalıklardaki en kritik nokta, kişiye özel bağırsak programının hazırlanmasıdır.