Belin veya boynun mu ağrıdı? Koluna veya bacağına ağrısı vurdu mu?
Önce hemen bir MR çekelim. Sonra fiziki muayeneye bakmadan tam teşhis etmeden veya edemeden doğru ameliyata. Çünkü size söylenen felç olursun, idrarını ve büyük abdestini tutamazsın, tekerlekli sandalyeye düşersin, erkeksen de iktidarını kaybedersin sözleri hastaya koro halinde söylenmeye başlar ülkemizde.
Halbuki bu söylemler büyük yalanlardır ve yanlış yönlendirmelerdir. Eğer bunlara inanırsanız ister istemez bu yanlış çarkın içine girersiniz.
Kestir, kurtul anlayışı
Bu köşenin yazarı bunların doğru olmadığını, tam 25 yıldır söylemektedir. Fakat ülkemizde kestir kurtul anlayışı cerrahinin bizim tarihimize girmesiyle başlar ve bu hatalar zincirinin içinde kendinizi bulursunuz.
Neyi kestiriyorsun? Ve niçin kestiriyorsun? Bunu hiçbir zaman sorgulamayız. Bel fıtığı ve boyun fıtığı ameliyatlarına girdiğiniz zaman ölüm dahil birçok komplikasyonu ve riski de birlikte alacağınızı unutmayın.
Uluslararası bazı rakamlar vereceğim. Buna dikkat edin. Birinci ameliyatta komplikasyon (başarısızlık) oranı yüzde 15- yüzde 45, ikinci ameliyatta bu oran yüzde 68’e çıkar. Üçüncü ameliyata girmeye mecbur kalırsanız ameliyattan problemli çıkma ihtimaliniz yüzde 98’dir. Bunlar sakat kalma oranlarıdır. Tanrı korusun ölüm bunların dışında.
Bu rakamlar ameliyattan önce size verilse veya söylense böyle bir müdahaleyi kabul eder misiniz? Cevabınızı duyar gibiyim. Büyük bir HAYIR. Fakat maalesef bunlar hastalara söylenmemektedir. Söylenen “Ameliyat olursun, ertesi gün de işine gidersin yahut da normal yaşama dönersin.” Bu sözler doğru ifadeler değildir.
Önce hastanın kendine bakması lazım. Bu hastalıklar süresince vücudumda neler değişti? Veya neler oluyor? Kolumda ve bacağımda güç kaybı oluştu mu?
Bu kayıplar 1-2 günde yerine konacak veya düzelecek sorunlar değildir. Çok ciddi bir biçimde uygulanacak fizik tedavi ve rehabilitasyon programlarını gerektirir.
Korkmayın, vücut sinyal veriyor!
Bel fıtığı ve boyun fıtığı hastalıklarında hastaların ilk yakındığı ve fark edebildiği ağrıdır. Ağrı ise bu hastalıkların ne başı ne sonudur. Ağrının ortadan kalkması bu hastalıkların tedavi edildiği anlamına gelmez. Ağrı burada vücudun kendini savunurken veya zarar görmesini engellerken ortaya çıkan bir olgudur. Çünkü vücut bizden akıllıdır. Ve yangında ilk kurtarılacak olan eşyayı veya organı iyi bilir.
Vücudun bu hastalıklarda korumaya çalıştığı baskı altında kalan sinirlerdir. O sinirlerin sağlığıdır, fonksiyonlarının bozulmamasıdır. Bunun sonucunda ağrıyı ortaya çıkarır. Sizi yerinizden kıpırdatmaz. Ağrıyı ortaya çıkararak, yapacağınız yanlış hareketleri size yaptırmaz. Türkçe’si kendi kendini korur.
Bel fıtığı ve boyun fıtığı, bu iki hastalıkta da hastanın talebi üzerine sadece ağrıyı kesmeye odaklanmanız, yapacağınız veya hastanın kendine yapacağı en büyük yanlıştır ve hatadır.
Bu tedaviyi yaparken insan vücudu gibi o muhteşem yapının kendi kendini korumasını ve kendi kendini tamiratını göz ardı edemeyiz. Ağrı kesicileri çok ileri düzeyde kullanarak o yapının bize vereceği uyarıları ve işaretleri tamamen ortadan kaldırmamız hasta ve hekim için yapılacak en büyük yanlışlardır, hatalardır. Ağrı bu iki hastalıkta da buz dağının görünen kısmıdır. Görünmeyen büyük kısmı sorunların onarılması ve kayıpların yerine konması asıl tedavidir.
Apandisitte ağrıyı hemen ortadan kaldırıyor musunuz? Buradaki ağrılara da aynı şekilde bakmanız gerekir. Çünkü Apandisitte ağrıyı ortadan kaldırırsanız karın içinde oluşacak olan iltihaba ve sonu ölüme kadar gidecek sonuçlara katlanmanız gerekecektir. Bel fıtığı ve boyun fıtığında da sadece ağrıyı kesmeye yönelirseniz ve tedaviyi de buna göre planlarsanız sonunda oluşacak felç dahil daha birçok probleme katlanmak zorunda kalırsınız.
20-25 günde tedavi
Tedavisine gelince bel fıtığı da boyun fıtığı da çok ciddi uygulanacak fizik tedavi ve rehabilitasyon programları ile hastaya zarar vermeden 20-25 günde tedavi edilebilmektedir. Tıbbın ileri düzeyde olduğu ABD’de ameliyatlar altı senedir yasaklanmıştır. Eskiden ABD’de bel fıtığı ve boyun fıtığı hastalarının yüzde 36’sı ameliyat edilirken günümüzde bu oran yüzde 1’e düşmüştür.
Bu satırların yazarı 25 yıldır bu yüzde 1’lik ameliyat uygulanması görüşünü savunmaktadır ve uygulamaktadır. Fakat bunu Türkiye’den seslendirdiği için ya sesi duyulmamaktadır veya bu konudaki düşünceleri anlaşılmamaktadır.
Amerika’da bu hastalıklardaki ameliyat yasağını devlet koymamıştır, özel sağlık sigortaları koymuştur. Bel fıtığı ve boyun fıtığı ameliyatlarının sonuçları iyi olmadığı için özel sağlık sigortaları bu ameliyatların parasını altı sene önce ödemeyeceğim demiştir. Dolayısıyla ne hasta gidip doktordan ameliyatı talep edebilmektedir ne de doktor böyle bir ameliyatı yapmaktadır.
Ameliyat olmadan da iyileşebilirsiniz bunu beyninize yazın ve korkmayın.