Bel ağrısı insanlığı tarih boyunca tehdit etmiştir. Bel ağrısı hakkında ilk yazılı belgeler M.Ö. 1500 yıllarına dayanmaktadır. Bel ağrısının nedenleri ilk defa 19. yüzyılda ortopedistler tarafından araştırılmaya başlanmıştır. 1950’lerden başlayarak bel ağrısının sıklığı ve şiddetinde bir artma olmamasına karşın ağrıya bağlı sakatlık oranlarında önemli bir artış dikkat çekicidir.
İlk araştırma, bel ağrısının erkeklerde yaşam boyu görülme sıklığı üzerine yapılmıştır. Bu çalışma özellikle orman ve endüstri çalışanlarında uygulanmıştır.
Bu çalışmayı yapan kişi 35-49 yaş grubunda bel ağrısı görülme oranının yüzde 80’lere vardığını, vakaların yüzde 55’inde iş görmeyi engelleyecek hale geldiğini tespit etmiştir.
Ülkemizde bel ağrısının hangi mesleklerde daha çok görüldüğünü, geçici ve kalıcı sakatlık oranlarını, risk faktörlerini ve tedavi maliyetlerini gösteren ciddi bilimsel çalışmalar maalesef yoktur.
- İnsanların yüzde 60-80’i yaşamlarının herhangi bir döneminde bel ağrısı geçirir.
- Bu kişilerin yüzde 35-40’ı her ay 24 saat veya daha uzun süreli bel ağrısını tanımlamakta ve bunların yüzde 15-30’u her gün belle ilgili belirtilerden yakınmaktadır.
- Aniden gelişen ataklar, hızla iyileşmesine karşın sık tekrarlanır.
- Bel ağrısının tekrarında en güçlü ön belirleyici, önceden bel ağrısı geçirmektir.
Bu ağrının kronikleşmesi de tüm vakaların yüzde 15’inde görülmektedir. Bel ağrısının en sık görülme yaşı 40’tır. 45-54 yaş arası görülme oranı en sık olan yaş grubudur. 12 yaşında yüzde 7 olan görülme sıklığının 41 yaşında yüzde 67’ye yükseldiği görülmüştür.
Kadınlarda bel ağrısının daha sık olduğunu gösteren çalışmalar içinde kadınların bel ağrısı belirtilerini daha iyi tanımlamaları, ayrıca onların tüm vücuttaki sorunlar konusunda daha duyarlı olmalarına bağlıdır.
Ayrıca bel ağrısıyla vücut yapısı arasında ilişki araştırılmış. Yapılan çalışmalarda vücut yapısıyla şişmanlığın bel ağrısı riskini artırmadığı görülmüş. Bacak boyları farkı ile de bel ağrısı arasında anlamlı bir ilişki kurulamamıştır.
Bel ağrısında risk faktörleri
1. Fiziksel ve mesleki faktörler
Bel ağrısında sıklık ve şiddet mesleklere göre değişmektedir. Ağır bedensel iş gücü gerektiren meslekler, ağırlık kaldırma, dönme, dönerek ağırlık kaldırma, uzun süreli oturma ve araç kullanma olarak sınıflandırılabilir.
Özellikle sağlık personeli, ağır vasıta sürücüleri ve ağır sanayide çalışanlarda risk daha yüksektir. Bunun yanında bin kişilik bir polis grubunda yapılan araştırmada tekrarlanan bel ağrısı yüzde 54.9 oranında bulunmuştur.
2. Psiko-sosyal faktörler
Bel ağrılarında psikolojik stres ve işten tatmin olamama ve işi sevmeme de bel ağrısı nedenleridir.
3. Davranışsal faktörler
4. Fizyolojik faktörler
Devamlı egzersiz yapan ve fiziksel aktiviteleri iyi olanlarda bel sorunlarının daha az olduğu tespit edilmiştir.
Bel kaslarındaki kısalmalar ve güçsüzlükler yeni bel ağrılarına yol açabilmektedir. Sigara içilmesi disk beslenmesini bozduğu gözlenmiştir.