Şimdiye kadar çok kapanan restoran oldu ama hiçbiri bu kadar ses getirmedi.
Tarık Bayazıt ve Savaş Ertunç, 31 Aralık itibarıyla MüzedeChanga’yı kapatma kararı aldıklarını açıkladı.
Bu kararın turizm ve eğlence sektöründe yaşananlardan dolayı değil, yoruldukları ve artık kendilerini beslemek istedikleri için olduğunun da altını çizerek.
Changa, 17 yıl önce kurulduğunda da öncüydü, 17 yıl sonra bugün de hâlâ kendi alanında bir öncü.
Profesyonal hayatta, uluslararası şirketlerde çok başarılı olan iki ortağın profesyonel hayata veda edip kurduğu bir restoran.
Taksim’e ‘fine dining’ yemeğe hiç gidilmediği bir dönemde, hiç umulmadık bir kitleyi getirdi.
Yemekleriyle, kokteylleriyle, çağdaş sanat koleksiyonuyla ve hatta sanatçılardan ilham alarak sergilere özel hazırladığı mönülerle de etkiledi.
Hatta şimdi çok konuştuğumuz ‘Dünyanın En İyi 50 Restoranı’ listesine girmeyi başaran ilk Türk restoranı oldu.
39. sırada yer aldılar, hâlâ Türkiye’den onları geçen olmadı.
Wallpaper dergisi tarafından en iyi tasarımı olan yeni restoran seçildiler, Elle tarafından en stil sahibi mekân ilan edildiler.
Uluslararası başarılarını, daha Changa’yı ilk kurmaya karar verdiklerinde e-mail’le tanıştıkları İngiliz şef Peter Gordon’la yaptıkları işbirliğiyle güçlendirdiler.
Hatta Londra’da Providores’den Kopapa’ya Gordon restoranlarının mönüsüne Türk mutfağından yemekler eklediler.
‘Changa usulü çılbır’ gibi.
Şimdi ise cesur bir karar verdiler. Bir müşteri olarak çok üzgünüm, bir arkadaş olarak ise çok takdir ediyorum.
Kimsenin yapamayacağını yapıp, kalitelerinden hiç ödün vermeden, zirvede bırakabilmeyi başardıkları için.
Şov neden devam etmeli?
Perşembe akşamı ‘Contemporary Istanbul’da üzücü bir olay yaşandı.
Ali Elmacı’nın eserine gösterilen tepkiden de, daha da üzücü olan ise bazı sanatseverlerin hemen ‘Contemporary Istanbul’u suçlamasıydı.
Fuar yönetiminin eseri kaldırdığı söylentileri konuşuldu, açıklama daha yapılmadan, henüz daha bir karar bile verilmeden.
Zor şartlara rağmen bu fuarın ve daha birçok etkinliğin gerçekleşmesi önemli.
Bu kadar zorluk varken, nasıl hâlâ bir çağdaş sanat fuarı yapılıyor ya da önemseniyor diye düşünenler de var.
Nasıl hala koleksiyonerler sanat eseri alıyor diyenler de...
Aynı müzik organizasyonlarında olduğu gibi her şey iptal edilsin ya da ertelensin isteyenler de var.
Oysa, her şeye rağmen hayat devam etmeli diye boşuna demiyoruz.
Bu tür etkinliklerin gerçekleşmesi çok önemli.
Öncelikle teknisyeninden sanatçısına birçok kişinin geçimini sağladıkları için.
Ve tabii katılan izleyicilerin de ufkunu açtıkları için.
Oysa, biz hepimizin birbirimize destek olması gerektiği günlerde bunları göz ardı edip, hâlâ birbirimizi yiyoruz sudan nedenlerle.
Tam tersine hepimizin çorbada tuzu olmalı.
İşte, bunu başardığımız zaman her şey çok güzel olacak.
İyi şeyler de oluyor?
Art arda kapanan mekânlar, ertelenen projelerden sonra ruhumuza ilaç gibi geldi T.O.Y İstanbul.
Maçka G-mall’da bir tiyatro ve oyunculuk - yazarlık atölyesi.
Kısıtlı imkânlarla sahnelenen oyunlara göz önünde olma şansı verecek.
Farklı semtlerden, tiyatrolardan oyunlara belli aralıklarla kendi sahnesini açarak.
Böylece onları ulaşamadıkları bir izleyiciyle buluşturacak, hatta kendi tiyatrolarını, sahnelerini yaşatmalarına vesile olacak.
Çok çarpıcı oyunlar da var programda, Pazar günleri çocuk oyunu da var.
Arada akustik konserler de yapılacak, sinema ve tiyatro bağlantılı.
7 aylık çok sıkı bir ders programı var, tiyatro derslerini Actors Studio eğitimli Bahar Kerimoğlu veriyor, hareket derslerini Gizem Erden veriyor.
Senaryo yazarlık derslerini ise birçok diziye imza atan Pınar Bulut, Kerem Deren ve Yiğit Bengi veriyor.
Diğer örneklerden farkı, oyuncular da yazarlık eğitimi alıyor, yazarlar da oyunculuk ve beden dili eğitimi alıyor.
Hepsinin birbirini tamamladığı fikrinden yola çıkılmış.
Eğitimin sonunda ise gerçek bir sahnede, burada yazılmış bir oyunu burada yetişen oyuncular sahneleyecek.
Amaç, her gün daha da büyüyen ama konu ve oyuncu sıkıntısı çeken sinema- televizyon sektörüne hizmet.
Tabii bunu yaparken de kendini geliştirmek isteyenlere fırsat vermek.
Umarım başka alanlarda da benzer örnekler görürüz.