Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık’ın Afyon’da bir çiftliği var: 38°30°.
Çiftliğinde sadece hayvanları, tarlaları değil uzay üssünü andıran bir peynir üretim merkezi de var.
Afyon’un Tazlar köyünde uçsuz bucaksız ve son derece sessiz bir arazide böyle bir merkez görmek ister istemez şaşırtıyor insanı.
Ahmet Kocabıyık’ın bu köyü seçmesinin nedeni babası, Borusan Holding’in kurucusu Asım Kocabıyık’ın burada doğmuş ve büyümüş olması.
Asım Kocabıyık, sadece TÜSİAD’ın değil, TEMA, TEV ve İKSV gibi birçok önemli kurumun da kurucularından.
Eğitim, sanat ve kültüre katkısı büyük.
38°30° da hayvancılık, tarım ve sanatla bölgeyi kalkındırmada etkili olacak. Evet, burada İtalyan peynirleri, mozzarella, burrata, stracciatella, scamorza ve ricotta üretiliyor. Şimdilik İstanbul’da sayılı şarküteride bulabileceğiniz peynirler çok yakında bütün Macrolarda satılacak. Bir de yakında İstanbul’da mozzarella bar açma projeleri var.
Peynirlerin sadece 4-7 günlük raf ömrü olduğunu düşünürsek, bunun bir ticari yatırımdan çok bir gönül projesi olduğunu da görüyoruz.
Afyon’da yok olmaya yüz tutan mandacılığı, dolayısıyla kaymak ve tereyağı geleneğini de canlandıracak.
Şef Carlo Bernardini ile peynir tadımı Ahmet Kocabıyık’ın gelini Kıvılcım Pınar Kocabıyık ile birlikte gidiyoruz Afyon’a. Çalışma hayatına Borusan Holding’de stajyer olarak başlayan ve satış-pazarlama alanlarında çalışan Kıvılcım Pınar Kocabıyık şimdi bu projenin başında.
Peynir tadımı için yıllardır İstanbul’da yaşayan İtalyan şef Carlo Bernardini ile birlikte müthiş bir mönü hazırlamışlar.
Evet, peynirler çok başarılı, katkı maddesi olmadan, tamamen çiftliğin kendi ineklerinin sütüyle yapılması da büyük bir artı.
Sanat vadisi 2020’deAma 38°30°’la ilgili daha heyecan verici bir haber daha var, burası bir sanat vadisi haline getiriliyor. Dünya lansmanı 2020’de yapılacak.
Şimdiden New York’un önemli müzesi Whitney Museum of American Art’ın dijital sanatlardan sorumlu küratörü Christiane Paul ile anlaşmışlar. 10 pavyondan oluşacak vadide, ilk iki pavyonun sanatçıları bile belli: Japon asıllı TeamLab ve büyük boyutlu ışık enstalasyonları ile tanınan Erwin Redl.
Dünyada sadece 8 örneği bulunan sanat vadisinin diğerlerinden en büyük farkı yeni medya eserlerin sergilenmesi olacak, bu alanda 38°30° dünyada bir ilk.
Ayrıca burada üç göl, botanik park ve bir amfitiyatro da yer alacak.
Göl projesi yine alanında dünya çapında bir isme, Lily Jencks’e emanet edilmiş.
Turizme büyük katkı Ahmet Kocabıyık, isim seçerken de hem uluslararası olmasını hem de peynir çiftliği ve sanat vadisini bir çatı altında anlatabilmeyi istemiş, işte bu yüzden çiftliğin adını koordinatlarından almış.
Belli ki, 38°30°, Afyon’a dünyanın birçok yerinden çağdaş sanat meraklısının gelmesini sağlayacak çok büyük bir proje.
Yeni karayolu ve havaalanları ile birlikte ulaşım da kolaylaşmış.
Sanat vadisini gezmek isteyenler için 6-7 odalı bir butik otel de yapıyorlar ama “Amacımız turizme girmek değil” diye altını çiziyorlar.
Malum, Afyon termal merkezleriyle ünlü, bu sanat vadisinin termal turizme de katkısı olursa şaşırmamak lazım.
Not: 23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun!