İki arkadaş oturmuş dertleşiyoruz, bahsettiğimiz şeyler öyle kolay yenir yutulur da değil.
Bize göre ölüm kalım meselesi olabilecek kadar ciddi sorunlar.
İşte tam o sırada haber geliyor, bir anda her şey önemini yitiriyor, her şey boş geliyor.
Bir dakika önce üzüldüğümüz şeyler ne kadar anlamsızmış meğer.
Bir yandan havaalanındaki tanıdıklarımı arıyorum, bir yandan yurtdışından gelen destek telefonlarına cevap yetiştiriyorum.
Tüyler ürpertici ama artık birbirimizi “Neyse, sadece İstanbul’da değil, Brüksel’de, Paris’te de oldu” diye teselli ederken buluyoruz.
Nasıl bu kadar saçma bir hale geldik?
Başka ülkelerde, başka şehirlerde de terör var diye kendimizi avutacak kadar şuursuz olduk?
‘Eyvah, turistler kaçacak!’
Sadece sosyal medya değil, telefonlar ve internet de yavaşlıyor bu sefer.
Sık sık aynı cümleler kuruluyor, “Hani en güvenli yerdi havaalanı?” diye isyan ediliyor.
Söz konusu insan hayatı değil de, maç skoruymuş gibi rakamlara indirgeniyor can kayıpları.
Sayılar artıkça üzüntü de artıyor.
Sonuç, gece gözümüze uyku girmiyor.
Üzgünüz, öfkeliyiz, kızgınız...
Daha olayın şokunu atlatamadan, kayıplara, yaralılara üzülemeden, “Eyvah turizm bitecek!” diye düşünenler de oluyor.
Sadece turizmciler değil, herkes işinin gücünün derdinde bir yandan.
Malum, bir de hayatın böyle gerçekleri var.
Facebook soruyor: ‘Güvende misin?’
Bütün bunlara rağmen, ertesi gün yüzünüzü biraz asık görünce, “N’oldu, neyin var?” diye sorup da hiç anlamayanlar da var...
Sanki olay anında orada değilseniz, hiç üzülmeye hakkınız yokmuş gibi...
Böyle acılardan daha da kötüsü, böyle acılara bu kadar alışmış olmamız aslında.
Alışsak da yine de seviniyoruz, Apple CEO’su Tim Cook’tan Madonna’ya tanıdık isimler sosyal medyada acımızı paylaşınca.
Facebook bile soruyor, “Güvende misiniz?” diye.
“Evet” cevabını veriyoruz, aslında “tesadüfen” dememiz gerekirken...
Sorunun Türkçe tercümesi bile hatalı, hangimiz şu anda kendini güvende hissediyor olabilir ki?
Tamam, her şeye rağmen hayat devam etmeli diyoruz her zaman ama işte bazen kendimizde o gücü bulmak mümkün olmuyor.
Son günlerde kim bilir kaçıncı kez, terörü kınamaktan, hepimize başsağlığı, yaralılara acil şifalar ve geride kalanlara sabır dilemekten başka hiçbir şey gelmiyor elimizden...