Ülkesi tarafından defalarca cezalandırıldı, hücrelere kapatıldı, hiç anlam verilemeyen bir vergi cezasına çaptırıldı, vergi cezasını ödeyebilmek için bağış toplamak durumunda kaldı, pasaportuna el konuldu, yıllarca ailesini göremedi, Twitter’da düşündüklerini yazdı, ülkesinde Twitter tamamen yasaklandı...
Hayır, bir işadamından ya da siyasetçiden bahsetmiyoruz.
Çinli sanatçı, aktivist Ai Weiwei’in başına gelenlerden sadece birkaçı bu...
2008 Pekin Olimpiyatları için inşa edilen Kuş Yuvası adlı olimpiyat stadına danışmanlık yaparken insan hakları ihlallerine yakından şahit
oluyor ve bu konuda eleştiriler yapmaya başladığı andan itibaren hayatı değişiyor.
Belki de bu yüzden pasaportunu geri aldığında aileden biriymiş kadar seviniyor çağdaş sanat takipçileri.
Suriyeli mültecilere dikkat çekmek için Anish Kapoor ile birlikte ellerinde battaniyelerle Londra’nın bir ucundan diğer ucuna yürüyüş yaptıklarında dakikası dakikasına takip ediliyor.
Londra Royal Academy of Arts’daki sergisinde sürekli onu izleyen sözüm ona güvenlik kameraları, gaz maskeleri, kenarlarında kelepçelerle
Twitter kuşu başrollerde.
Şaşırıyor muyuz?
Hayır.
Hepsi birbirinden tanıdık geliyor.
Suriyeli mültecilere destek olmak için atölyesini Midilli Adası’na taşıyor, sosyal medyada fotoğraflar paylaşarak bu konuya dikkat çekmeye çalışıyor.
Danimarka’da Suriyeli mülteciler hakkında çıkan kanunu protesto etmek amacıyla Kopenhag’daki sergisini
iptal ediyor.
Şimdi ise gözlerimizin önünden gitmeyen bir kareyi canlandırıyor Ai Weiwei, Bodrum’da cansız bedeni sahile vuran 3 yaşındaki Suriyeli mülteci çocuğu Aylan’ı.
Rohit Chawla’nın çektiği
Ai Weiwei fotoğrafı India Today dergisinde ve Hindistan’daki sanat fuarı India Art Fair’de
bir sergide yer alacak.
India Art Fair’in kurucusu, aynı zamanda Haliç’te gerçekleşen Art International’ın da kurucusu olan Sandy Angus, “Bu ikonik bir kare çünkü hem politik hem insani hem de Ai Weiwei kadar önemli bir sanatçıya ait” diyor.
Evet, “İstanbul’da üç sanat fuarı var; Tüyap, Contemporary İstanbul ve ArtInternational.
Bu şehir üç fuara da yeter! İstanbul’u tamamen stratejik konumundan dolayı seçtik. Ortadoğu’dan ve Rusya’dan önemli koleksiyonerleri İstanbul’da buluşturacağız” açıklamalarıyla tanıdığımız Sandy Angus geldiğimiz
durumu özetliyor aslında.
Politik ya da insani boyut bir yere kadar, bazen bir çağdaş sanatçının gerçekleri yüzümüze çarpması daha etkili oluyor işte.
Ne kadar eleştirilirse eleştirilsin.