Zaha Hadid’in Bakü’de yaptıklarını heyecan ve biraz da kıskançlıkla izlemiştik.
Neyse ki bu mimari ofiste bir Türk çalışıyor diye övünmüştük.
Hemen akabinde ise Bakü’de Haydar Aliyev Havalimanı’nın yeni terminalini izledik YouTube’dan.
Üstelik bu sefer havalimanı terminali Autoban Mimarlık imzalıydı.
Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar’ın 2003’te kurduğu Autoban’ı önce The House Cafe’lerle, sonra MüzedeChanga’dan Münferit’e birçok mekânla tanıdık. Mobilya tasarımlarına da aşina olduk kısa sürede.
Atatürk Havalimanı’nın tıklım tıklım dolan ve dünyada eşi benzeri olmayan CIP Lounge’unu da tasarladılar.
Londra’da Hakkasan’ın kurucusu Alan Yau’nun Soho’da açtığı pideci Babaji ve Çin gastropub’ı Duck & Rice’ın mekân tasarımını da yaptılar.
En son olarak da Babyloncuların Bomontiada’da açtığı Kilimanjaro’ya imza attılar.
Londra Tasarım Bienali’nde Türkiye’yi temsil ediyor
Şimdi ise ilk kez gerçekleşecek ‘Tasarımla Ütopya’ temalı Londra Tasarım Bienali’nde yeni bir projeyle karşımıza çıkıyorlar.
İKSV’nin desteğiyle, Türkiye’yi temsil edecekler, dilek ağacından ilham alan ‘Dilek Makinesi’ projesi ile.
Londra Tasarım Bienali’ne katılmak önemli, peki ama neden?
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı,“Londra Tasarım Bienali’nin Türkiye sergisinin koordinasyonunu üstlenmemize yönelik önerisi ve teşviki nedeniyle de gurur duyduk. Bu işbirliğinin aynı zamanda İstanbul Tasarım Bienali’nin yurtdışında ne kadar önemsendiğini ve şimdiden saygın bir konum edindiğini gösterdiğine inanıyoruz.” diyor.
Projenin küratöryel danışmanları Paul McMillen, Zehra Uçar ve Koray Malhan.
‘Dilek Makinesi’nin çıkış noktasına gelince, kaosla sürekli mücadele etmek zorunda kalmadan daha olumlu bir geleceğe dair bir fikrin veya hayalin dile getirilememesinden yola çıktıklarını anlatıyor Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar.
“Yansımalı bir mekânda, nefes alıp verir gibi hava basıncıyla çalışan pnömatik bir sistem görünümündeki sergide ziyaretçiler, şeffaf tüplerden yapılmış altıgen bir tünelin içinden geçmeye davet edilecek. Umutlarını, geleceklerini, ütopyalarını ve dileklerini yazdıkları kâğıtları tünelin sonunda bulunan kapaktan ‘Dilek Makinesi’ne yerleştirecekler. Notlar tüpler aracılığıyla, ziyaretçilerin görüş alanının dışında bir yere doğru yolculuğa çıkacak. Bir dileğin gerçekleşmesi için bir gölün dibine bozuk para atma veya bir mum yakma eyleminde olduğu gibi, ‘Dilek Makinesi’nde de seslenilen o nihai yer gizemini koruyacak” diye ekliyorlar.
Dileklerin gerçekleşmesine ve umuda daha da çok ihtiyacımız olan bugünlerde duygularımızı özetliyorlar aslında.
Peki ama Londra Tasarım Bienali ne zaman, nerede?
7-27 Eylül tarihlerinde, Somerset House’da.
Heyecanla bekliyoruz.