- Köy hayatı eski haline geri dönüyor yavaş yavaş, popüler günlerin bitişi Türkbükü’ne yaramış. Teknelere rağmen, deniz sezon başında olduğundan daha temiz. En azından görüntüde öyle.
- Bodrum’un koyları daha keşfedilmemişken bile, yıllarca Türkbükü’nü Türkbükü yapan Ship Ahoy’un durumu içler acısı. Evet, o yaş ortalaması çok küçük, tıklım tıklım kalabalığından kurtulmuş olması iyi bir şey ama şimdi de burada in cin top oynuyor.
- Ship Ahoy’un hemen yanında Mavi’de açılan, Edesia adlı restoran da Mavi’nin eski güzel kalabalığını toplamak için belli ki yeterli olmamış.
- En çok merak edilen, Maki’nin yerinde bu yıl açılan No: 81. Her şeyden önce lokasyon açısından çok şanslı. Sezona özenle hazırlandıkları belli, yemekler başarılı. Ama mönüde bu kadar çok çeşit olacağına, birkaç tane spesiyalinin olması daha iyi olabilir. Ayrıca Bodrum kadar yerel lezzetleri ve hatta şahane dondurmacıları olan bir yerde dondurmada bile bir İsviçre markasını tercih etmeye ne gerek var? Türkbükü’nün Doğal Dondurma’sı, Bitez Dondurmacısı ve tabii Penguen dururken...
Kokteyllerde ise isimler dikkat çekiyor, “Bir Dali, bir Frida, bir Picasso” diye sipariş veriyorsunuz. Doğrusu gül yapraklarıyla servis edilen Frida’ya ve satsumalı Picasso’ya bayılıyoruz.
- Bu yazın en popüleri ise Şebnem Ercantürk’ün açtığı otel ve restoran Bella Sombra. Hafta sonu Azeri bir grup tarafından kapatılmıştı. Azeriler bile şimdiden bu küçük oteli keşfettiyse, tamamdır.
- Türkbükü’nde hâlâ en iyi balık yiyebileceğiniz iki yer, Garo’s ve Atılay. Diğer seçenekler her telden çalan mönüleriyle balık ve mezelerin hakkını vermiyor.
- Evet, Maça Kızı hâlâ yerli yerinde duruyor ama Bodrum’da uzun süre vakit geçirenler artık Maça Kızı’na o fiyatları ödemek istemiyor.
- Türkbükü’nde bu yaz Türkçe müzikte Sess’in hakimiyeti bitmiş durumda. Evet, Sess hâlâ kalabalık ama köprüyü geçince başka alternatifler de var. Meltem Otel’deki canlı müzik eski gazino günlerini hatırlatacak kadar kitsch.
Biraz ileride Nişantaşı’ndaki Abdi’nin Bodrum şubesi var. Abdi’de Bu Tarz Benim’in ya da diğer adıyla İşte Benim Stilim’in jüri üyesi Hakan Akkaya’nın doğum günü kutlamasına denk geliyoruz. Havai fişekler patlatılıyor. Böylece ilk defa bir doğum günü kutlamasında havai fişeklere şahit oluyorum. Hatta sanırım hiç bu kadar yakından havai fişek patlatıldığını da görmemiştim. Artık bu kadarına da pes diyorum. Buna rağmen Nur Yerlitaş’ı nam-ı diğer Nurella’yı görünce siniriniz geçiyor, popüler kültürün gücü işte. Tabii bunda DJ’in ani geçişleri de etkili oluyor. Daha bir şarkıya başlarken, diğerine geçiveriyor hemen.
- Türkbükü’nde 02.00’de başlayıp sabah kadar süren yüksek müzik sesinden rahatsız olanlar çoğunlukta. İşletmeciler her ne kadar ses geçirmez perdeler yaptıklarını iddia etseler de doğru olmadığını görüyorsunuz, görmeseniz de duymamak mümkün değil zaten.
Yalıkavak’ta X Beach’te Etiler Şamdan’ın nasıl bir ses yalıtımı yaptığı örneğini verince “Yalıkavak’ta Azeri bir işadamının şikâyetleri nedeniyle her yerde ses yalıtımı yapılıyor” cevabını veriyor Türkbükü’ndeki işletmeciler. Anlaşılan, Türkbükü’ne de böyle güçlü bir işadamı gerekiyor, biraz huzur, biraz uyku için.
- Hatırlatalım, Sess ve Abdi’den bir tık daha ‘seviyeli’ ve daha yüksek yaş ortalamalı bir yer istiyorsanız o zaman artık bir Türkbükü klasiği olan Miam’dan şaşmamakta fayda var.