Pazar günü yazmıştım, Bodrum Lifeco’da detoks yapanlar arasında İngiliz Vogue’un Ganalı yeni erkek yayın yönetmeni Edward Enninful’un da olduğunu.
Hatta Conde Nast gibi ana akım bir dergi grubunun tamamen güncelliği yakalayabilmek için böyle bir değişiklik yaptığından da bahsetmiştim.
Hemen akabinde çok sevdiğim iki arkadaşım benimle İngiliz Vogue’un 25 yıllık moda direktörü Lucinda Chambers’ın Edward Enninful tarafından işten çıkarıldıktan sonra verdiği röportajı paylaştı.
25 yıl büyük emek verdiği kariyeri yeni gelen yönetici tarafından sonlanan tek kişi değildi tabii Lucinda Chambers.
Yine de veryansın etmekte haklıydı.
Hatta o kadar çok yerde kovulduğunu ayrıntılı anlattı ki, sonunda iletişim uzmanı bir arkadaşı uyarmak zorunda kaldı, “Kovulmandan bahsettikçe asıl hikâye kovulman olmaya başlıyor, oysa asıl hikâye 25 yıllık başarılı kariyerin olmalı” diyerek.
Haklıydı, moda ve eğlence dünyasında herkesin yükseliş dönemi oluyor ve o dönem tamamlandığı anda eskisi kadar cazibesi kalmıyor kimsenin.
Buna Adriana Lima da, Kate Moss da dahil.
Şimdi devir Edward Enninful devri.
Gana’dan Londra’ya bir başarı hikâyesi
Edward Enninful’un kim olduğunu şöyle bir hatırlayalım.
ABD’den İngiltere’ye birçok ülkenin göçmenlere kapılarını kapatmaya çalıştığı bir dönemde birçok farklı alanda oyunu değiştirenlerin göçmenler olduğunu kanıtlayan en çarpıcı örneklerden biri. Ailesiyle, 5 kardeşiyle birlikte Gana’dan Londra’ya göç ediyor.
16 yaşında, metroda, efsane stil editörü Simon Foxton tarafından keşfediliyor ve modellik yapmaya başlıyor.
İlk çekimini fotoğrafçı Nick Knight yapıyor ve onu i-D dergisiyle tanıştırmış oluyor.
Böylece öğrencilik yıllarında derginin moda direktörü Beth Summers’ın asistanlığını yapmaya başlıyor.
Summers istifa ettiğinde, henüz 18 yaşındayken uluslararası bir moda dergisinin en genç moda direktörü oluyor.
80’lerdeki kulüp kültüründen ilham alıyor, Kate Moss ve Naomi Campbell gibi isimlerle yakın arkadaş oluyor.
Calvin Klein, Comme des Garçons, Christian Dior, Dolce & Gabbana, Celine, Lanvin, Giorgio Armani, Valentino, Jil Sander, Fendi ve Gucci gibi markalarla işbirlikleri ve danışmanlık yapıyor.
Daha sonra W dergisinin kreatif direktörü oluyor.
2011’de W dergisine transfer olduğunda ilan sayfalarını yüzde 16 artırmayı başarıyor.
İtalyan Vogue için hazırladığı özel Siyah Sayısı o kadar çok satıyor ki Conde Nast ekstra 40 bin adet dergi basmak zorunda kalıyor.
Vogue’a uzak bir isim değil aslında, W’dan önce Amerikan ve İtalyan Vogue dergilerine katkıda bulunanlar arasında, Franca Sozzani ve fotoğrafçı Steven Meisel ile çalışıyor.
Geçen yıl İngiltere Kraliyet nişanı OBE ile ödüllendiriliyor, moda dünyasında farklılığa verdiği hizmetten ötürü.
Bu ay itibariyle Vogue’un 100 yıllık tarihinde ilk erkek yayın yönetmeni oldu.
25 yıllık kariyer 1 günde biter mi?
Aslında Edward Enninful gibi bir seçim için Conde Nast çok geç kalmış.
Dijitale geçişi sağlayamamanın bedelini ağır ödüyor.
Ama bunun üstesinden gelmenin yolu da tamamen politik doğruluk üzerinden yapılan seçim değil, daha çok üzerine çalışılmış, gerçekten moda dünyasında otorite olabilecek biri olmalıydı.
Natalie Massenet gibi.
Belki o zaman yeni gelen yönetici çekirdek kadrosunda genç isimlere yer verirken, 25 yıllık tecrübeyi de danışma kuruluna almayı başarabilirdi.
Mehmet Gürs imzalı Mürver
Son zamanlarda İstanbul’da en heyecanla beklenen restoran Mürver.
Karaköy’de Novotel’in terasında.
Karaköy bu kadar zor günler geçirirken ve semtte birçok mekan kapanmak zorunda kalırken yeni bir restoranın açılması neden bu kadar önemli?
Çünkü Mürver’in danışmanlığını bu yıl dünyanın en iyi 51. restoranı seçilen Mikla’nın yaratıcısı şef Mehmet Gürs üstlendiği için.
Mehmet Gürs ev sahipliğinde bu akşam bir tadım yemeği yapılacak.
Heyecanla bekliyoruz!