Aralıkta şıkır şıkır yılbaşı süsleri ruhumuza iyi geliyor, bir nebze de olsa içimizi açıyor...
Bu yıl ise yılbaşı süslemesi hepimize dert oldu.
Önce Rixos Oteller Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince isyan etti, “150 milyon gecelemenin olduğu Antalya’da yılbaşını çağrıştıracak hiçbir şey yok. Hiç süsleme gördünüz mü? Bayram havası görüyor muyuz? Tamam Hıristiyan değiliz, değiliz de biz turizm şehriyiz. İnsanlara ‘Gel bu şehirde yılbaşını geçirin’ diyoruz” diye.
NİŞANTAŞI’NDA SON KARAR
Sonra konu döndü dolaştı, İstanbul’da yılbaşı sokak partilerini başlatan Nişantaşı’na geldi. Malum, Nişantaşı’nda her yılbaşında şıkır şıkırın birkaç tık ötesine geçip kitsch süslemeler olur. Bu yıl ise karar verildi, süsleme yok. Daha doğrusu bazı kafeler, mağazalar kendi önlerini süsledi.
Bkz. köşedeki The House Cafe.
Daha önce mekanlar değil, Şişli Belediyesi süslüyordu Abdi İpekçi ve Teşvikiye Caddelerini.
Bu süslemeleri beğenenler kadar, çok beğenmeyenler de vardı.
Basit bir beyaz ışıkla şıkır şıkır bir görüntü elde edilebilecekken; rengarenk cavalacoz süslemelerle belki semte ayda, yılda bir gelenlerin dikkati çekiliyordu ama Nişantaşı ahalisi bu görüntüden de memnun değildi.
“GÖSTERMELİK BİR ŞAŞAA”
Şimdiyse hiç süsleme olmadığı için yine belediye acımasızca eleştiriliyor.
Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ise çareyi “Yıllarca kırmızı halı ve süs lambalarıyla halkımıza göstermelik bir şaşaa sunulurken, kamu kaynakları çarçur edilmiş, belediyemiz ne yazık ki ağır bir borç yükü altına sokulmuştur” diye açıklama yapmakta buldu.
Hatta bir de çağrı yaptı, “Nişantaşı eğlence geleneğimizi imece yöntemiyle gerçekleştirelim. Şişlililer ve Nişantaşı halkı ve esnafının işbirliğinde örnek bir model geliştirelim ve Nişantaşı’nı birlikte süsleyelim, eğlence ve coşkuyu dayanışmayla birlikte paylaşalım” diye.
Evet, bu çağrıya uyan birkaç mekan var ama şimdilik Nişantaşı’nda yılbaşı hazırlıkları sönük geçiyor. Yine de doğrusu “Geçen yıllardaki gösterişli süslemeler mi, yoksa bu yılki sadelik mi” derseniz, bir Nişantaşı sakini olarak ben sadeliği tercih ederim.
EDİSYON DEYİP GEÇME!
Contemporary Istanbul’da beni en çok heyecanlandıran, fuara bu yıl eklenen CI Editions bölümüydü.
CI Editions, sanatçıların sınırlı sayıda üretilen işlerinin daha ulaşılabilir fiyatlara satılmasını sağlayan bir platform. Üstelik ulaşılabilir derken bir abartma da yok, fiyatlar 100 TL’den başlıyor.
Bu, aslında sanatta demokratikleşmenin bir göstergesi.
Nasıl lüks markaların tasarımcıları artık daha çok kişiye ulaşabilmek için daha uygun fiyatlı markalara da tasarım yapıyorsa, sanatçılar da artık daha çok kişiye ulaşabilmenin yollarını arıyor.
İşte bu yüzden CI Editions önemli bir adım. Koleksiyoner olmaya alım gücü, cesareti ya da bilgisi henüz yeterli olmayanlar için iyi bir başlangıç noktası.
Üstelik farklı galerilerle çalışan
birçok sanatçının edisyonları üretildi.
Favorim Ardan Özmenoğlu’nun ve Hale Tenger’in işleri oldu.
19 ARALIK’TA SATIŞA ÇIKIYOR
Contemporary Istanbul bitti, Kasım 2015’e daha çok var diye üzülmeyin. Şimdi CI Editions tarafından seçilen sanatçıların özel edisyon eserleri, yeni yıla girerken bir kez daha satışa çıkıyor.
19-21 Aralık’ta Nişantaşı’nda The Sofa Hotel Hall Arts salonunda...
Peki ama hangi işler var? Hale Tenger’in ‘Ayyy yıldız’ heykeli, Buğra Erol’un ‘Evinde gibi Hisset 1’i, Fırat
Engin’in ‘Untitled’ objeleri, Orhan
Cem Çetin’in fotoğrafları, Ardan
Özmenoğlu’nun ‘One&Only’ isimli ipek baskısı, Ahmet Polat ve Sıtkı
Kösemen’in fotoğrafları, Erdoğan Zümrütoğlu’nun triptiği, Seçkin Pirim, Mustafa Horasan, Gözde Türkkan ve Ali Emir Tapan’ın işleri...
17 Türk sanatçı ile başlayan CI
Editions projesi, 2015’te yabancı
sanatçılar ile birlikte 170 sanatçıyı
bünyesine katmayı hedefliyor.
Damien Hirst’ün bir edisyonunun 55 bin dolara satıldığını düşünürsek, edisyon deyip geçmemekte fayda var.