Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Robert Redford’un da kurucuları arasında yer aldığı Sundance Film Festivali son yıllarda Utah’ın yanı sıra Londra’da da gerçekleşiyor.
Sundance, bağımsız bir film festivali. Amaç, yeni filmcileri desteklemek. Sundance Institute sayesinde elde edilen gelirin yüzde 30’u filmcileri desteklemek amacıyla kullanılıyor.
Tahmin ettiğiniz gibi Utah’tan değil, Londra’dan bildiriyorum. Gerçi festivalin gerçekleştiği O2 Arena, Londra şehir merkezinden arabayla 1 saatlik mesafede. “Bizde bağımsız film festivali için kaç kişi bu kadar uzun yol gider?” diyorum içimden, sonra İstanbul Film Festivali’nde ve !f İstanbul’daki bilet kuyruklarını düşünüp kendime kızıyorum.
Biliyorum, festival kitlesi her yere gider. Tabii festival İstanbul’da Beylikdüzü’nde olsa, gidip gelmek kaç saat sürer düşünmek bile istemiyorum. Neyse ki Londra’da metroya atlayıp 35 dakikada O2 Arena’da olabiliyorsunuz. İşte sırf bu yüzden, toplu taşıma sayesinde, festivaldeki kalabalığı görünce şaşırmıyorum.

Haberin Devamı

BİZE GÖRE AMATÖRLER
Beni asıl şaşırtan; bizdeki festivallerin yanında, Londra’daki organizasyonun ne kadar amatör kaldığı oluyor. Tabii bunda festivalde gönüllülerin çalışmasının da, fetsivalin ruhunun amatör olmasının da etkisi var.
Bu yıl Sundance Londra’nın en iddialı filmleri; Lenny Abrahamson’ın yönettiği Maggie Gyllenhaal ve Michael Fassbender’ın başrollerinde olduğu komedi filmi ‘Frank’, Marjane Satrapi’nin yönettiği Ryan Reynolds ve Gemma Arterton’ın başrollerinde olduğu ‘The Voices’, Michael Winterbottom’ın yönettiği Steve Coogan ve Rob Brydon’ın başrollerinde olduğu ‘The Trip to Italy’.

SUNDANCE FiLM FESTiVALi’NDEN BiLDiRiYORUM

En çok ‘Little Accidents’ adlı filmden etkileniyorum. Sadece filmin izleyiciyi içine almasından değil, uzun metraj filmin çekim hikayesinden de. Başrollerde Elizabeth Banks, Boyd Holbrook, Chloe Sevigny, Jacob Lofland ve Josh Lucas var.
Yönetmen Sara Colangelo, aynı hikayenin önce kısa filmini çekiyor. 2010 Sundance Film Festivali’ne bu kısa filmle katılıyor. Sonra Sundance Institute’ta uzun metraj senaryosu üzerine çalışıyor ve sonunda aynı hikayenin uzun metraj filmiyle yine Sundance’te yer alıyor. Böyle okul gibi bir hizmeti de var festivalin.

OKUL PARTİSİ TADINDA
Festivalin partisi de bir bowling salonunda Brooklyn Bowl’da gerçekleşiyor. Biraz okul partisi tadında. Amatör ruh burada da belli oluyor. Bizim festival partileri mumla aranıyor.
Filmlerden sonra izleyiciler yönetmenlere sorular soruyor. Film müziğinden, film hikayesine kadar birçok farklı konuda paneller gerçekleşiyor.
Peki ama geçen hafta sonu Londra’da gerçekleşen Sundance’in bizimle ne ilgisi var?
Malum, Sundance Channel, 1.5 yıldır Digiturk’te yayınlarını sürdürüyor. Bu da demek oluyor ki, bağımsız sinemayla ilgileniyorsanız Londra’daki festivalde gösterilen tam 26 filmi çok yakında evinizde
televizyonda izleme şansınız olacak.
Heyecanla bekliyorum.