Orhan Pamuk, sergi ve Somerset House’u aynı cümle içinde duymak ilk uçakla Londra’ya gelmek için yeterliydi. Bugün Somerset House’ta Masumiyet Müzesi sergisi açılıyor, Turkish Bank’in de desteğiyle.
3 Nisan’a kadar devam edecek.
‘Romanın sezonu olur’
Masumiyet Müzesi’nin benim için ayrı bir yeri var. 586 sayfalık romanı 2008 Eylül’ünde yayımlandığı hafta 2 günde okumuş ve çok etkilenmiştim.
Aynı hafta romanı daha okumadan eleştiri yağmuruna tutanlar olmuştu. En fena eleştiri şuydu: “Masumiyet Müzesi yaz sezonunu kaçırdı.”
“Orhan Pamuk romanını tatile yetiştirebilseydi, güneyde bütün şezlonglarda okunurdu” diyenlere değerli bir yazarın romanından bahsettiğimizi hatırlatmış. Bir pop albümü ya da bir moda ürünü gibi sezonluk olmayacağını inatla ve ısrarla savunmuştum.
Hıncal Uluç ve Cengiz Semercioğlu gibi meslektaşlarımdan “Satış amaçlı olan her şeyin olduğu gibi romanın da sezonu olur” cevabını almıştım.
8 yılda neler oldu?
Tam 4 yıl sonra, Çukurcuma’da Masumiyet Müzesi açıldı, ilk defa bir romanın müzesi oldu. Bu müzenin, İstanbul’un turizmi için bile ne kadar önemli olabileceği o zaman da belliydi.
Sadece Nobelli bir yazarın olduğu için değil, sadece Kemal ve Füsun’un aşkını anlattığı için de değil. Dile kolay, 1975’ten itibaren 30 yıllık bir İstanbul tarihi var müzede. 2014’te Avrupa Müze Forumu tarafından Yılın Müzesi seçildi. Hatta Google, Masumiyet Müzesi’nin sanal ortamda gezilmesini bile sağlamaya başladı.
Evet, bu İstanbul’da yaşayanlar için belki çok önemli bir gelişme değildi çünkü Çukurcuma’ya gitmek, sanal ortamda gezmekten çok daha eğlenceliydi.
Ama bir de İstanbul’a gelemeyenler var. Masumiyet Müzesi artık her Orhan Pamuk okuru tarafından gezilebiliyor.
Daha sonra İngiliz yönetmen Grant Gee ‘Anıların Masumiyeti: Orhan Pamuk’un Müzesi ve İstanbul’ adlı bir belgesel film çekti, metinleri Orhan Pamuk yazdı. Filmin prömiyeri geçen yıl Venedik Film Festivali’nde yapıldı.
“Şehirde gördüğümüz her şey geçmişi hatırlatır. Şehirlerimizi, anıtlarımızı, meydanlarımızı, binalarımızı korumaya önem veririz. Çünkü her biri anılarımızı anımsatır. Bunu önemserim çünkü anılarımıza tutunma ihtiyacı içimizde gayet güçlü mevcuttur” diye özetledi Orhan Pamuk. Daha sonra Venedik Bienali’nde İstanbul Bienali Dostları ve Hamileri Konseyi Başkanı olarak ev sahipliği yaptığı resepsiyonda Masumiyet Müzesi’nin İstanbul Bienali mekânlarından biri olacağını müjdeledi.
Belgeselle aynı gün
Bugün ise Masumiyet Müzesi’ni hem bir sergiyle hem de bir sinema filmiyle Londra’ya taşıyor.
Somerset House’daki açılışla ‘Anıların Masumiyeti’ belgeselinin vizyona giriş tarihi aynı. Şimdi bir kez daha soruyorum, yıllar önce “Masumiyet Müzesi sezonu kaçırdı” diyen meslektaşlarıma…
İyi bir romanın sezonu olur mu?