Her seçim öncesi hatırlayacağım bir tiyatro oyunu: Dot’un ‘Dövüş Gecesi’. Bir seçim simülasyonu. Elinizde kumandalar, önce kendinizi tanıtıyorsunuz; yaşınızdan, gelir durumunuza kadar kutucuklarla kendinizi özetliyorsunuz. Sonra da sahneye çıkan 5 aday arasından seçim yapmaya başlıyorsunuz.
İlk izlenim önemli tabii.
Hiç düşünmeden sırf yakışıklı diye Serkan Altunorak’a oy verenler oluyor. Sonra en çok oy alan aday da, en az oy alan aday da kendisini anlatıyor.
Derken bir sonraki oylamada sonuçlar değişmeye başlıyor.
***
En hırslı ve vahşi olan, bir numaraya yükseliyor, neredeyse yüzde 50 oy alıyor.
Kalan yüzde 50, diğer dört aday arasında bölünüyor.
Daha sonra adaylara koalisyon yapabilecekleri söyleniyor. İşte o sırada ne oluyorsa oluyor, en güçlü adaylardan biri olan Serkan Altunorak’ın canlandırdığı ‘Serkan’ karakteri, kimse koalisyon yapmak istemeyince saf dışı kalıyor.
Sadece seçim yarışından değil, oyundan tamamen ayrılıyor Serkan.
ÖFKE EĞİLİMİ TOLERE EDİLİYOR
Daha sonra kalan adaylar, tek tek konuşuyor. Kendinizi hiç fark etmeden ilk oy verdiğiniz adaydan epey uzaklaşmış, en mağdur adayı desteklerken buluyorsunuz.
Kazanan adayların konuşmalarında en çok dikkatimi çeken, oy kullanmayanlara teşekkür etmeleri oluyor.
Bir de bu teşekkürün nedenini açıklıyorlar, “Oyları bölmedikleri ve böylece kazanmalarını sağladıkları için” diye.
Bu arada liderlerin hangi özellikleri tolere edilebilir kısmında sonuç şaşırtıyor. Liderlerin ‘öfke eğilimi’ni tolere edebiliyor salondaki izleyiciler. Arada yine şaşırtıcı sorulardan birine geliyor sıra, “Bu sal ondaki diğer izleyicilere güveniyor musunuz?”
***
Maçka Gmall’da Dot’u izleyen küçük bir grubuz, hatta izleyicilerin çoğu tanıdık. Kendimden emin basıyorum, “Güveniyorum” düğmesine. Çıkan sonucu yine tutturamıyorum. “Güvenmiyorum” diyenler kazanıyor.
Siyaset ve demokrasi ile ilgili şimdiye kadar çok da farkında olmadığımız şeylerle aslında çok net bir şekilde yüzleştiriyor bizi ‘Dövüş Gecesi’ oyunu...
İzlerken Oy ve Ötesi’nin çalışmalarının aslında ne kadar da önemli olduğunu da bir kez daha fark ediyorsunuz.
OY VE ÖTESİ TAM 6 ŞEHİRDE
Oy ve Ötesi hiçbir partiyle bağlantısı olmayan bağımsız bir platform. Amaç, oy vermeye teşvik etmek ve şeffaf bir seçim ortamı sağlamak.
30 Mart seçimlerinde 32 bin gönüllü arıyorlardı, 35 bin gönüllü buldular. Yalova seçimlerinde de organize oldular ve tekrarlanan seçimde “Oy ve Ötesi gönüllüleri olmasaydı bu iş bu kadar şeffaf, bu kadar adil olur muydu, bilmiyorum” dedirttiler.
***
Gönüllülerin sandık tecrübelerini www.sandiklarim.com adresinden okuyup bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmak mümkün. Sandık görevlisi olmuş arkadaşlarınızdan dinledikleriniz de, şimdiye kadar hiç oy vermeye yeltenmemiş tanıdıklarınızın yaz tatillerini yarıda kesip oy vermeye geleceklerini duymak da az çok bir fikir veriyor.
Oy ve Ötesi, hızlı büyüyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tam 6 şehirde iş başında olacaklar. İstanbul’un yanı sıra Ankara, Bursa, İzmir, Adana, Antalya’da da toplam 100 bin gönüllü aranıyor.
Gönüllü olmak çok kolay, http://sandik.oyveotesi.org sitesine girip hemen kayıt olmak mümkün. Oyunuza sahip çıkmak için daha ne bekliyorsunuz?