Tam 2.5 yıl önce Tanem Sivar-Edhem Dirvana’nın sevgili köpekleri Django ve Pamuk’un başına gelenleri hepimiz dehşetle okuduk.
Dirvana Ailesi gibi doğayla iç içe yaşayan komşuları nasıl olur da köpeklerini katledecek noktaya gelir, hiçbirimiz anlamadık.
“Bunu köpeklere yapan biri pekala insanlara da yapabilir” dedik. Bunu yapan cezalandırılmalı, hiçbir suç cezasız kalmamalı diye imzalar bile toplandı.
Neyse ki duyarlı insanlar sayesinde Dirvana Ailesi’ne destek yağdı.
Sonraki aşama, Dirvanalar’ın öncülüğünde yeni hayvan hakları yasası tasarısını hayata geçirebilmekti. Daha sonra olumlu bir adım atıldı, köpekleri zehirleyen komşu tutuklu yargılanmaya başlanıldı. Sırf bu bile başlı başına bir zaferdi.
“Yaşasın bir şeyler değişiyor” dedik, hayvan haklarını korumak için çok önemli bir
adımdı bu. “Demek ki birlik olunca istediğimizi elde etmeyi başarabiliyoruz” dedik.
Daha sonra ise köpekleri zehirleyen, Dirvana Ailesi’ni tehdit eden komşunun serbest bırakıldığı düşünülürse, “Daha bu yasa için yolun çok başındayız, daha gidilecek çok yol var” dedik.
Neyse ki daha sonra iyi bir haber aldık.
Tanem ve Edhem’in çabalarıyla ve kamuoyu desteğiyle hak yerini buldu, Django ile Pamuk’u zehirleyerek öldüren suçluya tam
1 yıl 7 ay 20 gün hapis cezası verildi.
Üstelik ‘erteleme’ ya da ‘para cezasına çevirme’ de yok. Bu karar çok değerli, çünkü emsal teşkil ediyor.
Şimdi ise benzer bir durum daha yaşanıyor Yeniköy’de, Duygu ve Can Özula çiftinin köpekleri Nero evinde, Alp Erkin tarafından eşini ısırdığı iddiasıyla boynundan silahla vurularak öldürüldü. Üstelik Özula çiftinin üst komşusu Zafer Önal, aynı kişinin yedi yıl önce de kendi köpeğine araba ile çarparak ölümüne neden olduğunu açıkladı. Deniz Özula ise yaptığı açıklamada, “Nero’nun kendisini, evini ve yanında şiddet gören bir kişiyi savunmak zorunda bırakıldığı çok nettir. Zira işlenen suç sadece oğlumuza değil aynı zamanda aile dostumuz Hilal’e annesine ve hanemize karşı da işlenmiştir. Bu denli soğukkanlı şekilde silah kullanan bir caninin bu kadar yakınımızda yaşamasından ötürü kendi hayatımız için de endişemiz sürmektedir” dedi.
Haksız mı? Umarım, Dirvana Ailesi’nin davasında olduğu gibi Özula Ailesi’nin davasında da suçlu cezalandırılsın.
İYİ BAYRAMLAR!
4.5 aydır zorlu bir süreçten geçiyoruz. Giderek pandemi konusunda hissizleşip yaz rehavetine kapılıyoruz.
Pandemi hiç olmamış gibi yaşıyor, sanki pandemi sadece Bodrum’da bir eğlence mekanının adıymış gibi hayatımıza devam ediyoruz. Oysa birçok ülke ikinci dalgayla mücadele veriyor.
İşte bu yüzden sosyal mesafeyi koruyarak ve gerekli önlemleri alarak geçirmeliyiz bu bayramı da.
Hepimize mutlu ve sağlıklı bayramlar!