Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Derishow’un yıllar önceki bir reklam kampanyasının sloganıydı. Bir moda firmasının bu sloganla çıkışı o zaman da çok eğlenceliydi.
Bu hafta bu slogandan çok uzakta geçiyor benim için. Nereye gitsem kendimi bir şekilde modayla ilgili bir şeylerin içinde buldum.
Pazartesi Nihat Odabaşı’yla buluşacaktım. Bir derginin (adını vermeyelim, sürprizi kaçmasın) kapak çekimi için Arkeoloji Müzesi’ndeydi. Orada buluştuk. Kapakta Dice Kayek’ten Ayşe Ege, yeni parlayan model Selda Car ve Nihat Odabaşı bir araya geldi. Aklınıza gelmeyecek bir üçlü ama konsept İstanbul’da moda. Çekimi izlerken Arkeoloji Müzesi’nin serin bahçesinde ve içinde binbir çeşit moda çekimine de şahit oldum.
Ertesi gün İstinye Park’taki mağazaların indirim çılgınlığını izledim. Herkesin, kendim de dahil, kendini nasıl kaybettiğine inanamadım.
Aynı gün efsane moda dergisi Vogue’un genel yayın yönetmeni resmi olarak açıklandı. Türkiye’de Mart 2010’da çıkacak olan derginin genel yayın yönetmeni Seda Domaniç oldu.
Aynı akşam Four Seasons’daki Mango defilesindeydim. Vintage’a doyamayan Ece Sükan’dan arı gibi çalışan Tülin Şahin’e, çok beğendiğim Ahu Yağtu’dan son zamanlarda hakkında çok konuşulan Tuğçe Kazaz’a kadar ünlü mankenlerimiz podyumdaydı. Tuğçe Kazaz’ın halinden endişe duyanlara, merak etmeyin, gayet iyi gözüküyor. Mango’nun kadın koleksiyonunu beğendim. Erkek koleksiyonu için ne yazık ki aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

IFD nedir?
Bu hafta hep modayla geçiyor derken takvime bir baktım. Asıl önümüzdeki hafta moda günleriyle geçecek. İstanbul Fashion Days 26 Ağustos’ta başlıyor, ayın 29’una kadar devam edecek. Nerede mi? İTÜ Taşkışla binasında.
Açılış günü İTKİB’in gelenekselleşen genç moda tasarımcıları yarışması yapılacak. Bu yılki tek fark adının değişmesi. Artık İTKİB yerine Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması diyeceğiz. Yarışma bundan sonra İstanbul Fashion Days kapsamında devam edecek. Defile ve ödül töreninden sonra bir de parti olacak.
Koza’nın yanı sıra moda tasarımcılarımızın defile ve butiklerinin yer alacağı İstanbul Fashion Lab ve hazır giyim firmalarının yer alacağı Brandist bölümleri de var.
Galatamoda’dan sonra İstanbul Fashion Days de sevindirici bir gelişme. Ben en çok Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Bahar Korçan’ın 28 Ağustos’taki defilesini merakla bekliyorum. Adı bile yeter, ‘Kabullen Ya da Değiştir.’
Bu defilede Bahar Korçan kızı Lal’in çizdiği desenleri de kullanmış. Kendi mücevher tasarımlarını da ilk kez sergileyecek. Heyecanla bekliyorum.


Alaçatı’dan şikâyet var!
Nerede çokluk, orada şikâyet. Alaçatı da elden gitti ya. İğne atsanız yere düşmüyor ya. Alaçatı’yla ilgili şikâyetler de ardı ardına geliyor.
Geçen hafta sonu El Beso’da yemeklerden, Otto’da buzlardan zehirlenenler beni mail yağmuruna tuttu.
Evet, haklısınız, tatilde zehirlenmek çok kötü bir şey. Ama “El Beso, Eda Taşpınar’ın Dominikli yengesinin yeri işte, ne olacak!” kıvamına getirmeye hiç gerek yok.
Unutmayın bu kış dünyanın en iyi ikinci restoranı, 3 Michelin yıldızlı Fat Duck’ta bile 400 kişi zehirlendi.
İstanbul’da da zehirlenmeler sık sık oluyor. Hem de hiç tahmin bile edemeyeceğiniz en iyi restoranlarda da... Bu, ne yazık ki sadece mekânların ihmallerinden kaynaklanmıyor. Bazen sıcaklar birçok şeyin çabuk bozulmasına neden oluyor, bazen de yeme-içme mekânlarının damacanalarla satın aldığı doğal kaynak sularının bile içinden bakteriler çıkıyor.
Bazen iki kişi aynı yemeği yiyor, sadece birine dizanteri teşhisi konuluyor, diğerine hiçbir şey olmuyor.
Müşteri olarak mekânlardan tek beklentimiz var, o da daha titiz olmaları. Konuştuğum işletmecilerin de bizden bir beklentisi var, o da zehirlendiğiniz yeri arayıp ne yediğinizi, içtiğinizi söylemeniz. Böylece her şeyi kontrol edebilsinler ve daha iyi önlem alabilsinler diye.
Bu arada siz siz olun sıcakta kolay bozulacak şeylerden ve buzlardan uzak durun.