"Kovulmak, başıma gelen en iyi şeylerden biri oldu.
Kovulmasaydım kendi teknoloji şirketimi kuramayacaktım, New York Belediye Başkanlığı’na aday olamayacaktım, kendimi hayırseverliğe adayamayacaktım, bu mezuniyet konuşması için buraya davet edilmeyecektim.
Üniversiteden mezun olduğunuz gün, bütün kariyerinizi planlayamazsınız; kariyeriniz dümdüz ilerlemez, böyle olacağını düşünürseniz hayal kırıklığına uğrarsınız.”
Şimdi ise Bloomberg’ün “Başıma gelen en iyi şey” dediği kovulması sayesinde ABD seçimlerinde bir ilk yaşanacak.
İlk defa Demokrat ya da Cumhuriyetçi partilerin adaylarının yanı sıra ciddi bir bağımsız aday olacak.
Peki ama nasıl?
Demokrat Parti’den Hillary Clinton’ın başkan adayı olması durumunda kadın olması dezavantaj olarak görülüyor, çünkü ABD tarihinde kadın başkan yok.
Cumhuriyetçi Parti’den Donald Trump başkan adayı olursa ABD’yi temsil edecek niteliği ve politik deneyimi olmadığı konuşuluyor.
Bu durumda bir üçüncü yol aranacak ve Michael Bloomberg’ün bağımsız adaylığı söz konusu olacak.
Zaten kendisi de bu konuda bir açıklamada bulundu.
Kadın başkana hazırlar mı?
Demokrat Parti’de iki aday kaldı, Hillary Clinton ve Barry Sanders, Michael O’Molalley ise adaylıktan çekildi.
Hillary Clinton ve Barry Sanders, Iowa ön seçiminde neredeyse eşit oy aldılar.
Burada Barry Sanders’ın başarısından söz etmek mümkün çünkü kendisi küçük bir eyalet olan Vermont’un senatörü ve pek tanınmıyor.
Popülist konuşmalarıyla ve neredeyse sıfır seçim bütçesiyle aldığı sonuç herkesi şaşırtıyor.
Özellikle de sosyalist diye suçlanmasına rağmen.
Yaşlı olduğu halde ilginç bir şekilde gençlerin oyunu alıyor.
“Sağlığı yerinde, görünüşüne aldanmayın” diye doktoru açıklama yapmak zorunda kalsa da.
Hatta Hillary Clinton da bu sonuç karşısında “Gençlere daha çok ulaşmalıyız” diye bir özeleştiri yapıyor.
Sanders’ın başarısının altında gençlerin desteği mi, yoksa ABD’nin hâlâ bir kadın başkan adayına hazır olmaması mı yatıyor, işte o tartışılır.
Trump mı, Cruz mu?
Gelelim Cumhuriyetçilerin adaylarına...
Kamuoyu oylamalarında başta olan Donald Trump’ın hiçbir siyasi geçmişi yok.
Hatta geçmişte Demokratları desteklediği iddia ediliyor.
ABD’de Latinler ve Afrikalı Amerikalılar genellikle Demokrat Parti’yi destekler.
Ama bu yıl Cumhuriyet-çilerde iddialı ilk dört isim içinde iki Latin (Teksas senatörü Ted Cruz ve Florida senatörü Marco Rubio) ve bir Afrikalı Amerikalı (Ben Carson) var.
Ted Cruz, Iowa’da Donald Trump’ı geçti.
İlk iki sırayı alan bu ikili Cumhuriyetçi Parti yönetimi tarafından desteklenmiyor.
Hatta Ted Cruz senatör olmasına rağmen tek bir senatör kendisini desteklediğini açıklamadı.
Donald Trump’ı ise eski Alaska Valisi Sarah Palin dışında partiden destekleyen yok.
Trump, şarkılarını seçim kampanyasında kullanmak istediği Adele’den bile veto yedi.
Üstelik, muhafazakâr geçinmesine rağmen muhafazakârların yayın organı National Review’da 22 muhafazakâr akademisyen Trump’ın muhafazakâr değil, bir siyasi oportünist olduğunu ilan etti.
Ted Cruz ise her söze “Tanrı sizi korusun” diye başlamasıyla dikkat çekiyor.
Kadınların adayı Clinton, entelektüellerin ve gençlerin adayı Sanders, dindarların adayı Cruz ve fırsatçıların adayı Trump diye özetlenebilir.
Bu dört isimden ikisi partilerinin adaylığını kaparsa, Michael Bloomberg bağımsız aday olacak ve bir ihtimal ABD’nin gelecek başkanı olacak.
İşte şimdi ABD’de tartışılan konular bunlar.