Berlin Moda Haftası’ndan bildiriyorum. Daha ilk günden beri İstanbul Moda Haftası’nı takip ediyor ve zaman zaman eleştiriyorum. Nedeni basit, daha iyi olmasını istiyorum. İstanbul Moda Haftası’nın resmi adıyla Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’un; Mercedes-Benz gibi New York’tan Sidney’ye birçok moda haftasını destekleyen önemli bir sponsoru var son iki sezondur.
Ayrıca moda haftamızı yine dünyada birçok moda haftasına imza atan IMG düzenliyor. Bunlar hiç süphesiz önemli gelişmeler ama yine de sonuç henüz ne moda tasarımcılarını, ne markaları, ne basını, ne satın almacıları, ne de izleyiciyi memnun edecek seviyede değil.
Şimdiye kadar hep şikayet ettik; ama Berlin Moda Haftası’nı izlediğimden beri daha umutluyum. Berlin Moda Haftası’nın da ana sponsoru Mercedes-Benz.
Tanıtım kampanyasında ise Mick Jagger’ın en küçük kızı Georgia May Jagger yer alıyor. Yeni kompakt SUV modeli GLA’nın önünde poz poz fotoğrafları dikkat çekiyor.
Mercedes-Benz her moda haftasında bir tasarımcıyı destekliyor, biz de daha önce Özlem Kaya ve Zeynep Tosun’u desteklediler, Berlin’de ise Alena Akhmadullina defilesini tercih ettiler. Tabii bu durumda defileyi ön sırada Georgia May Jagger da izledi.
Jagger, Berlin’de basından çok büyük ilgi gördü. Sanırım bu ilgiyi kendisi de beklemiyordu. Jagger’ın şimdi 10-15 Mart arasında gerçekleşecek olan Mercedes-Benz Istanbul Fashion Week’e de konuk olması bekleniyor.
Moda haftamız bu sezon Antrepo’ya geri dönüyor. Kuruçeşme Arena’nın manzarası ve trafiği olmayacak.
BERLİN-İSTANBUL MODA HAFTALARI ARASINDA 7 BENZERLİK
* Koleksiyonlardan ve tasarımcılardan çok, organizasyonla izleyiciler konuşuluyor.
* Koleksiyonların çoğu hakkında hiç konuşmaya bile değmez!
* Koleksiyon sayılabilecek standartlarda olmayanlara bile sosyal medyadan, eş ve dosttan büyük destek yağıyor.
* IMG ve Mercedes-Benz gibi iki yabancı markanın desteğine rağmen moda haftasına çok sayıda yabancı basın katılmıyor. Oysa moda haftasının amacı, yabancı basına ve satın almacıya hizmet etmek olmalı.
* Yine herkes ön sırada oturmak için çırpınıyor.
* İstanbul’da moda haftasının son gününde marka ve tasarımcılardan talep gelmemesi üzerine defile yoktu, ‘Moda Haftası’ndan Seçmeler’ diye bir bölüm yapılmıştı. Berlin’de de son gün tamamen moda haftasında sergilenen koleksiyonlardan seçmelerin satışına ayrılmış.
* Bizde nasıl Arzu Kaprol, Hakan Yıldırım, Ümit Ünal, Hatice Gökçe, Bahar Korçan gibi isimler moda haftasında yer almıyorsa, Berlin’de de en tanınmış Alman tasarımcı ve markaların defileleri yapılmıyor.
BERLİN-İSTANBUL MODA HAFTALARI ARASINDA 6 FARK
* Mankenler çok ama çok güzel. Bizdeki gibi bir manken bulamama, bu yüzden yıllar önce mesleği bırakmış isimlerden medet umma durumu yok.
* İzleyiciler tepeden tırnağa marka giyinmiyor, öyle giyinseler bile belli olmuyor. Herkesin kendine özgü bir tarzı var.
* Kadınlar bizdeki gibi birbirine benzemiyor. Botoks ve dolgudan nasiplerini almamışlar. Buna rağmen, belki de öyle olduğu için hepsi çok güzel ve zarif yaşlanıyor.
* Berlin’de kapanış defilesini bir Alman markası değil, bir Türk markası Studio Kaprol yapıyor. Yabancı markalar da Berlin Moda Haftası’nda yer almak istiyor. İstanbul’da ise henüz böyle bir durum yok.
* İzleyici çok aktif, defileler sırasında müziğe dans ederek, el çırparak eşlik ediyor.
* İzleyici tanıdık mankenlere tezahürat yapıyor. Bizde ise; gündemden ve trafikten sonra kimsede dans edecek ya da tezahürat yapacak hâl kalmaması şaşırtıcı değil.