Uçuşlarda elektronik cihaz meselesi: Evet, İstanbul’dan gelenlerin gündeminde ilk sırada uçağa binerken teslim edilen bilgisayar ve diğer elektronik cihazlar oluyor. THY, bu konuda da British Airways’den daha hassas davranmasıyla bir artı puan daha kazanıyor.
Jude Law, Damian Lewis ve Daniel Radcliffe sahnede: Tiyatrolarda üç popüler ismin yer aldığı oyunlar şu an çok revaçta. Jude Law, Barbican’da ‘Obsession’da başrolde. Homeland’in Brody’si olarak bilinen Damian Lewis ‘The Goat, or Who’s Sylvia’da oynuyor. ‘Harry Potter’ filmleriyle tanıdığımız Daniel Radcliffe ise ‘Rosencrantz & Guildenstern Are Dead’de başrolde.
Popüler restoranlar: Isabel ve MNKY HSE: Son zamanların en popüler iki restoranı: Isabel ve MNKY HSE (Monkey House). Sexy Fish ve Park Chinois’nın tahtını ele geçirmiş durumdalar. Sadece yemekleriyle değil, barı ve müziğiyle de.
Rahat ortamda fine dining: Lyle’s ve Clove Club: Daha çok gastronomiye meraklılar içinse, rahat ortamlarda sunulan fine dining restoranlar dikkat çekiyor. Lyle’s, Clove Club gibi dünyanın en iyi ilk 100 restoranı arasında da yer alan seçenekler var. Özellikleri fine dining’i nispeten uygun fiyatlı fiks mönülerle müşterilere sunmak.
New York etkili yeni üyelik kulüpleri: The Ned ve Curtain: Londra’nın şu anda konuştuğu iki üyelik kulübü var. Biri Soho House ve New York’taki Nomad’ın sahibi olan Sydell Grubu’nun açtığı The Ned, diğeri ise tamamen New York’tan transfer Gansevoort otellerinin sahibi Michael Achenbaum’un Shoreditch’da açtığı The Curtain. İngiliz GQ dergisinin yeme-içme ödülleri The Curtain’da önceki gece gerçekleşti. Gecenin kazananı İspanyol tapas zinciri Barrafina’nın kurucuları Hart kardeşler oldu. İngiliz GQ’nun yayın yönetmeni Dylan Jones ise bir gece önce misafirleriyle The Ned’deydi.
Wallpaper ve Monocle ezeli rekabeti: The Ned’in 3 gün 3 gece süren açılış kutlamalarında ise iki ezeli rakip derginin yayın yönetmenleri misafirlerini aynı anda ayrı salonlarda ağırladı.
Biri Wallpaper’ın kurucusu, Monocle’ın yaratıcısı ve halen genel yayın yönetmeni olan Tyler Brule, diğeri ise Wallpaper’ın çok sevilen yayın yönetmeni Tony Chambers.
Sağlıklı yaşamcılara 3 öneri: BXR, Kobox ve Bodyism: Sağlıklı yaşamda ise yükselişte olan 3 marka var. İkisi boks üzerine kurulu. Biri Madonna’nın eski kocası, yönetmen Guy Ritchie ve Los Angeles’taki Chateau Marmont ve Londra’daki Chiltern Firehouse gibi otelleriyle tanınan Andre Balazs’ın da ortakları arasında olduğu, Marylebone’daki boks kulübü BXR, diğeri ise Chelsea ve City’de şubeleri bulunan boks kulübü Kobox.
Kobox’un özelliği konseptinin dövüş kulübü gece kulübüyle birleşirse üzerine kurulu olması. Karanlık, renkli disko ışıklı salonda müthiş bir müzik çalıyor, yerinizde duramıyorsunuz.
Diğer popüler spor zinciri ise Bodyism. Maldivler, Kapri ve Türkiye’de D-Hotel Maris’te de bir şubesi olan Bodyism’in kurucusu James Duigan Notting Hill’deki merkezinden sonra şimdi bir de Walton Street’teki Orlebar Brown’ın içinde bir Bodyism kafesi açtı. Böylece sadece sporda değil, sağlıklı beslenme konusunda da ne kadar iddialı olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Tate’de David Hockney ve ‘Queer Art’ sergileri: Kültür-sanat gezisi yapmak isteyenlerin gündeminde Tate Britain’daki David Hockney sergisi yer alıyor. David Hockney resimleriyle başlayan, poloraid fotoğraf kolajlarıyla devam eden sergi dört mevsime ışınlanıyor hissi yaratan video art bölümünden sonra en çok da Hockney’nin iPad çizimleriyle şaşırtıyor.
Hockney, bu sergiyle ne kadar güncel olabilmeyi başardığını da gösteriyor. Ama benim favorim Los Angeles’taki koleksiyonerleri resmetmesi. Koleksiyonerlerin yüzündeki mutsuz ve donuk ifadeyi o kadar net yansıtmış ki ve o kadar ince ve tatlı bir şekilde eserlerini alanlarla dalga geçmiş ki hayran kalmamak mümkün değil.
Hockney sergisine gitmişken Tate Britain’da bir de ‘Queer Art’ sergisi var görülmesi gereken. Eserlerden çok yanlarındaki hikâyeler etkiliyor. İlişkilerin tarihdeki yerini öğreniyorsunuz.