Küba’ya tatile gitmek isteyen herkesin dilinde aynı cümle vardı: “Fidel Castro ölmeden mutlaka görmeli”.
Tam da THY’nin direkt Havana uçuşlarını açıkladığı günün ardından korkulan haber geldi.
Küba’yı daha fazla değişmeden görmek isteyenler için.
Castro’nun yaptıklarını anlatacak değilim, ama Havana’yı anlatabilirim.
Zaman durmuş, kartpostal gibi bir manzara.
Her yer bir Instagram karesi tadında.
Mimari olağanüstü, ama şahane tarihi binalar bakımsızlıktan dökülüyor.
Birçoğunu İspanyollar, Fransız mimarlara yaptırmış.
Kübalılar her türlü sıkıntıya rağmen neşeli.
Her yerde canlı müzik var.
Bueno Vista Social Club’ın üyeleri her köşe başında karşınıza çıkıyor.
Ama öyle anlatıldığı gibi burada herkes sokaklarda sürekli dans etmiyor, bu da bir şehir efsanesi.
Yine de sokaklar hareketli.
Özellikle de Old Town’daki Plaza de la Catedral adlı meydan Venedik’teki San Marco Meydanı’nı aratmıyor.
Meydanın bir köşesine El Patio diye bir restoran kurulmuş.
Siz de buraya kurulunca bütün gün kalkmak istemiyorsunuz.
Arabalar 60’lardan kalma, hâlâ vızır vızır çalışıyor.
Bir de Coco taksiler var, Coco, arkası hindistan cevizi şeklinde olan, önü motosiklet olan bir taksi türü.
Otellerin lobileri muhteşem, odalar için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Klozet kapağı ve tuvalet kâğıdı çoğunda yok.
Türkiye standartlarında iyi ve temiz bir otel arıyorsanız, pahalı ama tek seçenek Saratoga ve Nacional de Cuba.
Deniz ürünleri seviyorsanız Havana’da yaşadınız!
Yeme-içme fiyatları çok uygun.
Bizde bir kafede ancak kahve içebileceğiniz fiyata burada iyi bir restoranda sofranızı donatabiliyorsunuz.
Küba: İşte böyle gezilir!
Küba’ya giden çok, ama onun kadar iyi gezen tanıdığım başka kimse yok.
Çok özel biri ressam Suat Akdemir.
Bedri Baykam onun için şöyle diyor: “Suat Akdemir, bu devirde artık pek bulunmayan başka bir çağın materyalizm dışı boya ve düşünce ekseni üzerine yaşamını kurmuş bir anti-kahraman.”
Suat Akdemir, daha önce ‘Sınırlar/Kıyılar’ adlı kitabında Türkiye yolculuğunu fotoğraflar ve notlarla anlatmıştı.
Bu, sıradan bir yolculuk değildi.
79 günde, bisikletle 5 bin 700 kilometre yaptı.
Yazısı da resimleri kadar etkileyiciydi, hem düşündürüyor hem güldürüyordu.
Daha sonra ise Piramid Yayıncılık ile ‘KÜBA: İşte böyle gezilir’i yayımladı.
Küba’nın tüm sahillerini bisikletle gezerek gerçekleştirdiği seyahatte çektiği fotoğraflardan ve bu maceranın notlarından oluşan ilham verici bir kitap bu, okumakta fayda var.
Kitaptan bir bölümle bitirelim.
“Che de, Jack de, Baykam da, birçokları da, yollara düşmeden edememiş, yollarda olanlara kayıtsız kalamamışlardır. Görmek için hiç başka bir dekor, hiç başka bir ışık, hiç başka bir rüyaya gerek yoktur. Çünkü yolların her yere çıktığını ve hiçbir yere çıkmadığını en iyi onlar bilir...”
Nereler gezilmeli?
Museo de la Revolution’i gezerken Che’nin fotoğraflarına bakıp hayran kalıyorsunuz.
Zaten Küba’da her yerde onun fotoğrafları ve fotoğrafının olduğu hediyelik eşyalar satılıyor.
Fidel ve Raul Castro’nun fotoğraflarını ise sadece bu müzede görebiliyorsunuz.
Küba’nın meşhur romu Havana Club’ın müzesini ve Partagas puro fabrikasını da gezdiriyorlar her gelen turiste.
Puro fabrikasında, bayıltıcı sıcakta puroları kan ter içinde saranları görünce “Bir daha puro içmeyeceğim” diyenler oluyor.
Hep puroların güzel Kübalı kadınların kucağında sarıldığı söylenir ya, doğru değil.
Purolarla ilgili küçük bir bilgiyle bağlayalım.
Romeo&Julieta, Montecristo gibi birçok puronun adı romanlardan geliyor.
Neden mi?
Çünkü puroları elleriyle saranlara her gün iş başında sıkılmamaları için kitap okunuyor. İlk başta hangi puroyu sararken hangi roman okunduysa, o puroya o romanın adı verilmiş.
Hâlâ her sabah gazeteler, her öğleden sonra da roman okunuyor.
İşte sırf bu bile, eğitime ne kadar değer verdiklerinin önemli bir göstergesi.
Hemingway’in favorileri
Ernest Hemingway’in favorisi Ambos Mundos Hotel.
Daiquiry için El Floridita diye şık bir restorana gidiyormuş, restoran hâlâ çok iyi.
Mojito içinse minicik bir bara...
Sokak arasında olan La Bodeguita del Medio 10 metrekarelik bir bar.
O küçücük alanda hem canlı müzik var, hem de üstünde mojito bardaklarının dizildiği uzun bir bar...