Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

New York’ta bir gökdelenin tepesindeyiz. Önce karşımızda profesyonel dansçılar var; nefis New York manzarası önünde hünerlerini sergileyecekler, biz de onları görüntüleyeceğiz, profesyonel bir fotoğrafçıdan aldığımız eğitimle.
Ama o da ne?
Kısa bir süre sonra dikkatimiz dağılıyor, dansçıları gözümüz görmüyor. Kendimizi selfie yaparken buluyoruz birdenbire.
İster özçekim deyin, ister nefsi suret. Herkes sürekli kendi kendini çekiyor.
Elimizde oyuncaklı bir telefon var...
Filtrelerle güzelleşiyoruz önce, kusurlar itinayla siliniyor, saklanıyor. Olduğumuzdan daha iyi göründüğümüz kesin. Üstelik flaşlı selfie seçeneği de var. Sonra ekranı ikiye bölüyor, hem selfie hem normal fotoğraf çekiyoruz aynı anda.
Daha sonra selfie’mizi başka bir fotoğrafta istediğimiz alana yerleştirebiliyoruz.
Her şey tek tuşla oluyor, sonuçtan memnun kalmamak mümkün değil. Derken elimize minik bir aparat tutuşturuluyor. Su geçirmiyor, sualtında bile fotoğraf çekimi yapabiliyoruz.
Bunlar HTC’nin Desire Eye adlı yeni telefonunun ve Re adlı android’in yanı sıra iPhone ile de çalışan yeni fotoğraf makinesinin lansmanında oluyor.
Artık teknoloji lansmanları da boyut değiştirdi. Defileler yapılıyor, podyumda mankenler ellerinde ürünlerle yürüyor ve tabii selfie çekip duruyorlar.

AMAÇ GÖRÜLMEK VE BEĞENİLMEK
Malum selfie, içinde yaşadığımız dijital çağda bir ‘tanınma’ isteği olarak kabul ediliyor. Başkalarının bizi nasıl görmesini istediğimiz şekli aslında. Birbirimize karşı ne kadar acımasız olsak da, hepimizin ortak, tek bir derdi var: Görülmek ve beğenilmek!
Çıplak selfie’leri iCloud hesabında hacklenen Jennifer Lawrence Vanity Fair’e verdiği röportajda daha yeni isyan etti:
“Bu, bir skandal değil; bir seks suçu... Birisi seksüel anlamda taciz edildiğinde ya da şiddet gördüğünde, birilerinin aklından ilk geçen bundan kâr elde etmek oluyor. Bu insanların; içlerinde bu kadar düşüncesiz, umursamaz ve boş olduğuna inanamıyorum. Böyle bir dünyada yaşadığımıza bile bazen inanamıyorum” dedi.
iCloud hesapları hacklenen birçok ünlünün telefonunda şaşırtıcı derecede çok sayıda çıplak fotoğraf çıktı.
Kimisi Jennifer Lawrence gibi sevgilisine göndermek için, kimisi sadece kendi kendine hayranlıkla bakmak için çekiyor.
Ünlü olsanız da, olmasanız da; milyonlarca takipçiniz olsa da, takipçi sayınız iki elin parmaklarını geçmese de farketmiyor işte. Amaç, ne kadar iyi gözüktüğümüzü, ne kadar iyi vakit geçirdiğimizi, ne kadar iyi bir hayatımız olduğunu hem kendi kendimize, hem de başkalarına göstermek ve bunu yaparken de mümkün olduğu kadar çok ‘like’ almak. ‘Like’ sayısını artırmak için de aplikasyonlar, filtreler, hashtag’ler gibi öğrenilmesi gereken daha birçok şey var.

ASLINDA FOTOĞRAF MAKİNESİ
Selfie’de kendini aşmış oyuncaklı telefonla vedalaşırken konuşuyoruz, “Bu telefon değil, fotoğraf makinesi aslında” diye.
Artık akıllı telefonlarda gelinen son nokta işte. Telefonun özellikleri kimseyi çok da ilgilendirmiyor, fotoğraf makinesi her şeyin önüne geçiyor.
Rekabet hızla artıyor, belli ki selfie’de öne geçen yürür.