Dilara Fındıkoğlu adını daha çok duyacaksınız demiştim.
Londra Moda Haftası’nda Holborn’da St. Andrews Kilisesi’nde sergiledi yeni koleksiyonunu.
Hemen sonrasında kiliseyi acımasızca eleştirenler oldu, ‘satanist’ bir defileye ev sahipliği yaptığı için. Kilise önceki gün bir özür yayımladı, defilenin ve koleksiyonun içeriğini önceden bilmediklerini açıklayarak ve Londra Moda Haftası’na her zaman mekân desteği verdiklerini belirterek.
Bundan sonra kiliseyi özel etkinlikler için kiralarken daha dikkatli olacaklarını ve içeriği önceden öğreneceklerini de belirterek.
Bunun üzerine Dilara Fındıkoğlu sosyal medya hesabında kiliseye yardımlarından dolayı teşekkür etti ve de satanist olmadığını açıklamak zorunda kaldı.
Evet, koleksiyonu punk, belki de Londra’yı aslında Londra yapan akıma geri dönüş olduğu için bu kadar beğeniliyor moda dünyası tarafından, ama tabii ki punk ile satanist aynıymış gibi yorumlanmamalı.
Özellikle de İngiltere kadar yaratıcılığı destekleyen bir ülkede.
Şimdi İngiliz Moda Konseyi’nin desteğiyle Paris Moda Haftası’na gidiyor Dilara Fındıkoğlu.
Bakalım, Fransa daha açık fikirli olacak mı?
Bilet bulabilirseniz hemen alın!
Sabah 07.00’de bilet kuyruğuna giren tanıdıklarım var, sırf istedikleri filmi izleyebilmek için.
İşte Filmekimi’nin böyle bir gücü var, normal zamanda sabah yataktan zor kalkanları bile sabahın erken saatlerinde bilet uğruna kuyruğa sokabiliyor.
Oysa bu yıl Filmekimi’nde Lale Kart sayesinde önceliği olanlar bile zor bilet buldu, bazı filmlerin biletleri bugün daha satışa çıkmadan tükenmiş bile olabilir.
Bu durumda mutlaka ek seanslar konacaktır deyip 29 Eylül-8 Ekim tarihlerindeki Filmekimi’nde en çok ilgimi çeken filmlere geçiyoruz.
Mutlu Son (Happy End): Michael Haneke’ nin Cannes’da yarışan son filmi toplumun duyarsızlaşmasını sosyal medya üzerinden anlatıyor. Başrollerde Isabelle Huppert, Jean Louis Trintignant ve Mathieu Kassovitz var.
Paramparça (Aus Dem Nichts): Fatih Akın’ın Cannes’da Diane Kruger’a En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazandıran ve Almanya’nın bu yıl Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde Oscar aday adayı olarak gösterdiği film.
The Beguiled: Sofia Coppola’ya Cannes’da en iyi yönetmen ödülünü kazandıran bol yıldızlı film. Colin Farrell, Kirsten Dunst, Nicole Kidman ve Elle Fanning başrollerde.
Ezeli Rekabet (Battle of the Sexes): Jonathan Dayton & Valerie Faris’in filmi tenis dünyasının en çok konuşulan tenis rekabetlerinden birini konu alıyor. Başrollerde Emma Stone ve Steve Carrell var.
Mekânlar ve Yüzler (Faces Places): Agnès Varda ve JR’ın filmi.
Fransız sinemasının en önemli isimlerinden Agnès Varda ile Fransız Sokak sanatçısı ve fotoğrafçı JR’ın ortak proje-filmi. Sanat, yaş almak, paylaşmak ve gezmek hakkında.
Kare (The Square): Bir önceki filmi Force Majeure / Turist ile aile kurumunu eleştiren Ruben Östlund’un Altın Palmiye’li yeni filmi.
Soygun (Good Time): Josh ve Benny Safdie’nin filminde Robert Pattinson müthiş performansıyla dikkat çekiyor.