Yıl 1912. Franz Kafka, yazı yazmanın yanı sıra İşçi Kaza Sigortası Enstitüsü’nde çalışıyor. Hatta güvenlik için işçilerin baret takması zorunluluğunu ilk başlatan da Kafka’nın ta kendisi. Bu sayede o devirde bile iş kazalarında ölüm oranı yüzde 2.5’a düştü. Kafka düzenli olarak raporlar hazırladı, iş çıkışı da evine kapanıp yazılarını yazdı. İşte o zamanlar bile bu kadar önem veriliyordu işçi güvenliğine. Böyle vizyonerler çalıştırılıyordu işçi güvenliğini sağlayabilmek ve kazaları en aza indirgemek için.
19 MAYIS’I KUTLAYAMIYORUZ
Yıl 2014. Düzgün bir basın toplantısı yapmaktan bile aciz olan bir maden şirketine emanet ediliyor yüzlerce can.
Bütün dünyada yaşam odası diye bir önlem varken, bizde buna gerek bile duyulmuyor. Sonra, maden patron ve yöneticilerinin aklına geliyor, kanunda böyle bir zorunluluk olmadığını açıklamak.
Sonuç, madende kaç işçi olduğundan yangının neden çıktığına, hiçbir konuda net bilgi yok.
19 Mayıs... Gençlik ve Spor Bayramı. Çıkış noktası, gençliğe, sağlığa, zindeliğe verilen önem. Şimdi ise sırf gerekli tedbirler alınmadığı için bu noktadayız. 19 Mayıs’ı kutlayamıyoruz. Evet, kutlayacak hal de kalmadı hiçbirimizde. Oysa 19 Mayıs’ı biraz anlayabilseydik, hep birlikte kutlayabilseydik, çok farklı olabilirdi her şey.
BRAVO NURİ BİLGE CEYLAN!
Bugünlerde hepimizi gülümsetebilen bir kişi var, Nuri Bilge Ceylan. ‘Üç Maymun’ ile “Tutkuyla sevdiğim, yalnız ve güzel ülkeme” diye en iyi yönetmen ödülünü aldığında hepimizin gözleri dolmuştu.
Dünya çapında başarılı olmuş, sayılı yerli isimden biri Nuri Bilge Ceylan. Yine de acımasızca eleştiriliyor. Malum, başarıya da tahammülümüz yok, başarılıya da.
Şimdi ise ‘Kış Uykusu’ adlı son filminin Cannes Film Festivali’nde galası gerçekleşti. Haluk Bilginer, Melisa Sözen, Demet Akbağ ve Nejat İşler tam kadro yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın yanındaydı. Film ekibi, gala öncesi gerçekleşen fotoğraf çekiminde Soma’da meydana gelen faciada hayatını kaybeden yüzlerce maden işçisi için ‘#Soma’ yazılarıyla poz verdi.
Film ilk gösteriminde dakikalarca ayakta alkışlandı. Evet, 3 saat 16 dakikadan sonra.
Bu filmde ilkler var; müzik, profesyonel oyuncu kadrosu ve hareketli kamera gibi. Ayrıca ‘Kış Uykusu’ Nuri Bilge Ceylan’ın en çok diyalog olan filmi.
Fransız sinema yazarı Michel Ciment “Kış Uykusu, bir başyapıt. Bergman’dan beri böylesini görmemiştik” dedi. Boşuna, Nuri Bilge Ceylan ve Haluk Bilginer ödüllerde favoriler arasında gösterilmiyor. “Kış Uykusu’nu izlemek için 3 saat 16 dakika artı seyahate değer!” diyen yabancı sinema eleştirmenleri de var. En büyük ölçü, seyahat.
Herhangi bir şey için “Seyahata değer!” deniliyorsa, tamamdır zaten.
Nuri Bilge Ceylan, Zeynep Atakan Özbatur ve tüm ‘Kış Uykusu’ ekibine bu günlerde bizi biraz gülümsetebildikleri için birer teşekkür borçluyuz. Bir de ödül kazanırsak, daha da büyük moral olacak hepimize.
24 Mayıs’ı heyecanla bekliyoruz.