Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Madonna’dan George Soros ailesinin 7’den 70’e kadınlarına birçok isim cumartesi günü protesto yürüyüşü için Washington DC’deydi.

Kadınlar  yürüdü, peki ya biz

Natalie Portman karnı burnunda haliyle kadın gücüne dikkat çeken tişörtüyle ön sıralardaydı.

Sadece ABD’nin başkenti değil, bütün dünyada tam 168 ülkede, 408 şehirde kadınlar akın akın yürüdü.

Londra’dan Paris’e, Oslo’dan Melbourne’a, Teksas’tan Los Angeles’a...

Bu, sadece Trump’a karşı bir yürüyüş değildi aslında.

Her ne kadar, “Yürüyüş ne kadar sürecek?” diyenlere “4 yıl” cevabını verenler olsa da...

Haberin Devamı

Kadınlar  yürüdü, peki ya biz

Asıl amaç, dünyanın geleceği konusunda endişeleri olan ve güçlerini göstermek isteyen farklı ülkelerden, farklı şehirlerden milyonlarca kadının bir araya gelmesiydi.

Doğrusu, kimse bu kadar yüksek bir katılım olmasını beklemiyordu.

Bir gün önceki Trump’ın yemin töreninden daha kalabalıktı, sırf Washington DC’deki kadınlar yürüyüşü bile.

Hatta New York Üniversitesi profesörü Jay Van Bavel’in hesabına göre, 3.6 - 4.6 milyon kişi yürüyüşe katıldı ABD’de.

Bu da nüfusun yüzde 1.5’ine denk geliyor.

Neden katılmadık?

Peki ama Türkiye’deki kadınlar neden bu yürüyüşe katılmadı, neden yürüyüş videolarını, fotoğraflarını, en çok da Madonna’nın küfrettiği videoyu, sosyal medyada takip etmek ve paylaşmakla yetindi?

OHAL ile başlayan çok neden var aslında, ama en temel neden belli: Biz kendi sorunlarımızla mücadele etmekten, dünya sorunlarından giderek daha da uzaklaşıyoruz.

Daha da içimize kapanıyoruz, tam da dışarıyı daha da yakından takip etmemiz ve kendimizi dışarıya daha da çok anlatmamız, tanıtmamız gerekirken.

Kendi sorunumuz kendimize yetiyor, bir de diğer sorunlarla başa çıkacak halimiz, gücümüz, enerjimiz kalmıyor.

Dünyayı kim kurtaracak?

Kaldı ki son günlerde Meclis’te yaşananlar da bizi kadın gücünden soğutuyor.

Kadınları destekleyelim derken ortaya çıkan manzara ürkütüyor.

“Her ne kadar dünyada insanların 3’te 2’si erkekler daha çok kadınlar gibi düşünse, dünya daha iyi bir yer olur” dese de.

“Ülkeleri kadınların yönetmesinin güven ve adalete inancı artıracağına, savaş ve skandalları azaltacağına” inansa da.

Haberin Devamı

Aslında hedef, kadın erkek farklılığı, üstünlüğü değil, tam tersine eşitlik önemli olan.

Din, dil, ırk, cinsiyet, cinsel tercih, göçmenlik durumundan bağımsız insan haklarını savunmak.

Kadınlar yürüyüşünün amacı, “Dünyayı kadınlar kurtaracak!” demek de değil.

Tam tersine, dünyayı hâlâ kadın-erkek ayrımı yapanlardan kurtarmak lazım demek.

Zararın neresinden dönülse kârdır

Şimdi dünyanın dört bir yanında gerçekleşen kadınlar yürüyüşünün fotoğraflarını gördükçe, “Biz de bir şey yapalım, zararın neresinden dönülürse kardır” diyenler var.

“Yürüyüşe katılamadık, bari sosyal medyada womensmarchturkey etiketiyle destek verelim, duyarlı eğitimli Türk kadınlarının farkındalıklarını ve desteklerini en azından sosyal medyada paylaşalım” diyenler var.

Geç kalınmış olsa da yine de bir yerden başlamak lazım.

Hayat dersi 101

“Benim asıl işim şov değil.

İşimde iyi olduğum için bütün bunlar oluyor.

Fakat sadece işimi iyi yapmam da yeterli değil.

Artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki yaptığın işin bir hikâyesinin olması gerekiyor.

Haberin Devamı

O hikâyeyi satman gerekiyor, insanları büyülemen, ilgilerini çekmen gerekiyor. Hepimizin kendimizden bir marka yaratmamız gerekiyor.

Yoksa kimseye ekmek yok!

İnanılmaz bir rekabet var, sıyrılmanın yolunu bulacaksın.”

Yukarıdaki sözler günümüzü özetliyor.Nusret Gökçe değil de başka biri söyleseydi ne kadar doğru demez miydik?