Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her şeyin iptal olduğu cuma gecesi Maçka GMall’dayız, Dot’un yeni oyunu ‘Dövüş Gecesi’ni izlemek üzere... İçeri girerken kimliklerimizi alıyor, seçim yapmamız gereken cihazı teslim ediyorlar. Artık nasıl paranoyak olduysak “Bütün bilgilerimizi kimlikten alacaklar” konuşmalarına şahit oluyoruz. Oysa basit bir prosedür, cihazların kaybolmaması için.
Sonra salonda yerlerimizi alıyoruz, Dot oyunlarında yerler numarasız, ne kadar geride kalırsanız o kadar iyi, başınıza bir şey gelme riskini azaltıyorsunuz. Bu oyunda kumandası elinizde olan bir seçim simülasyonundasınız.
Bir sunucu çıkıyor ve önce izleyiciden kendini tanıtmasını istiyor. Böylece çoğunluğun 25-45 yaş aralığında kadın olduğu çıkıyor ortaya. Aylık gelir durumu da 2500-5000 TL aralığında. Daha sonra sıra geliyor sunucunun tek tek 5 adayı tanıtmasına. İlk izlenim önemli tabii. Hiç düşünmeden sırf yakışıklı diye Serkan Altunorak’a oy verenler oluyor. Sonra en çok oy alan aday da, en az oy alan aday da kendisini anlatıyor.
Derken bir sonraki oylamada sonuçlar değişmeye başlıyor. En hırslı ve vahşi olan bir numaraya yükseliyor, neredeyse yüzde 50 oy alıyor, kalan yüzde 50 diğer dört aday arasında bölünüyor. Daha sonra adaylara koalisyon yapabilecekleri söyleniyor. İşte o sırada ne oluyorsa oluyor, en yüksek ikinci oyu alan Serkan Altunorak’ın canlandırdığı Serkan karakteri kimse koalisyon yapmak istemeyince saf dışı kalıyor. Sadece seçim yarışından değil, oyundan tamamen ayrılıyor Serkan.
Sonra kalan adaylar tek tek konuşuyor. Kendinizi hiç fark etmeden ilk oy verdiğiniz adaydan epey uzaklaşmış, en mağdur adayı desteklerken buluyorsunuz. Bu arada destek verdiğim adaylar hiç birinci olamıyor, her oylamada azınlık kalıyorum. Buna sevinmeli mi, üzülmeli mi bilemiyorum.
Kazanan adaylar konuşmalarında en çok da oy kullanmayanlara teşekkür ediyor, oyları bölmedikleri ve böylece kazanmalarını sağladıkları için.
Bu arada liderlerin hangi özellikleri tolere edilebilir kısmında sonuç şaşırtıcı ama ‘öfke eğilimi’ oluyor. Arada yine şaşırtıcı sorulardan biri geliyor. “Bu salondaki diğer izleyicilere güveniyor musunuz?” sorusuna cevap, “Güvenmiyorum” çıkıyor.

Her oyuncu her olasılığı ezberledi
Şimdi oyunu anlattım ve bütün sürprizi bozdum sanmayın, çünkü ‘Dövüş Gecesi’ interaktif bir oyun. Her gece izleyiciye göre bambaşka sonuçlar çıkıyor. Murat Daltaban yine şahane bir iş çıkarmış. Oyuncular Tuğrul Tülek, Pınar Töre (Gizem Erdem ile dönüşümlü oynuyor) İbrahim Selim, Serkan Altunorak, Ece Dizdar bir kez daha döktürmüş. Hatta bazı sahnelerde doğaçlama yaptıklarını sanıyoruz.
Oyun sonrası Pop Up’ta Serkan Altunorak’tan öğreniyoruz tamamen metne sadık kaldıklarını, doğaçlama kesinlikle yapmadıklarını ama hangi oyuncunun elenip elenmeyeceği ve kaç oy alacağı tamamen izleyiciye bağlı olduğu için bütün oyuncular bütün olasılıkları ezberlemiş. Şimdiye kadar çok az oynamalarına rağmen hepsi birer kez elenmiş. Bu durumda elenince üzülmemeye alışacaklar tabii. Ama cuma gecesi Serkan Altunorak’ın ailesi izlemeye gelip de Serkan elenince üzülmüşlerdir tabii. Boşuna oyundan her çıkan “Bir kez daha izlemeliyim, her oyunun farklı olduğuna ikna olmak için” demiyor.
‘Dövüş Gecesi’, özellikle seçimlerden önce herkesin mutlaka izlemesi gereken eğlenceli bir oyun. Siyaset ve demokrasi ile ilgili şimdiye kadar çok da farkında olmadığımız şeylerle aslında çok net bir şekilde yüzleşmemizi sağlıyor. İzlerken Oy ve Ötesi’nin çalışmalarının aslında ne kadar da önemli olduğunu bir kez daha görüyorsunuz.