Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Haklısınız, Nusret’in şans dileklerimize ihtiyacı yok, zaten yeterince şansı yaver gidiyor ve yurt dışında da emin adımlarla ilerliyor.Nusret’e iyi şanslar dememin nedeni basit: Nusret Londra’daki ilk şubesini perşembe akşamı Knightsbridge Sheraton Park Towers’ta açtı.Gecenin ilerleyen saatlerinde önündeki kuyruğu sadece Nusret’in Instagram hesabında değil, Londra’nın önde gelen yemek eleştirmenlerinin sosyal medya hesaplarında da görmek mümkündü.Türkiye’den ilk defa, sıfırdan tamamen kendi emeğiyle bulunduğu yere gelen bir marka dünya çapında oldu. 

Haberin Devamı

Dünya çapında tek yerli markamız

Nusret, kabul etsek de etmesek de gerçek anlamda dünya çapında olan tek yerli markamız. Nusret, ilkokulu bitirir bitirmez İstanbul’da bir kasap dükkanında çırak olarak çalışarak başladı.
Ben de onu 2008’de Günaydın’da çalıştığı zaman tanıdım. O zaman da çok çalışkandı, o zaman da cep telefonuyla müşterilerin adlarını fotoğraflarını ve sevdikleri eti kaydedip müşteri memnuniyetini en yükseğe taşıyordu.
Boşuna Nusret, iPhone ve Instagram’a teşekkür edip durmuyor, “Onlar olmasaydı, ben bugün burada olamazdım” demiyor. Bir de şaşırıyor, bu kadar çok sosyal medya yıldızı varken Instagram’a kendisinden başka kimsenin teşekkür etmemesine...
Nusret’in sosyal medyadaki esprilerini onu tanımayanlar anlamayıp ciddi olduğunu sanabilir. Fotoğraflardan şımardığını düşünenler olabilir. Ama ben onun ne kadar vefalı olduğunu biliyorum, onu tanıyanlar da biliyor.
İşte o yüzden onu görmeye gelenleri memnun etmek için gece gündüz demeden çalışması ve hayranlarıyla saatlerce selfie çektirmesi de anlaşılır.

Bol bol adından söz ettirecek

2010’da ilk Nusr-et açıldı, 2012’de yeni yerine geçti. Elbette, Ferit Şahenk’in yatırımı yolunu açtı ama Nusret bu çalışkanlılık ve sosyal becerileriyle her şekilde ilerlerdi. Yine de olgunluk gösterdi, eleştiriler olmasını her zaman normal karşıladı. Yalan haberleri umursamadı, kendi işine baktı.
Gittiği her şehre adapte olabildi kıvrak zekasıyla. Restorana gelen herkesin kendini özel ve önemli hissetmesini sağladı. Hatta “Patronlar kendi mekanlarında, kendi işlerinde görmedikleri ilgiyi görecek” dedi.
Dubai, Miami, New York derken şimdi de dünyanın en önemli metropollerinden Londra’da.
Üç yıl önce Dubai’deki yerinde sohbet ederken “Başta beni kabul etmeyenler, acımasızca eleştirenler de artık kabul ediyor, zaten görüp de etmeseler kendileri yalancı durumuna düşecekler” diyordu.
Haklıydı. Ve işte şimdi Londra açılışı öncesinde bir kez daha yapacağını yapıyor, Instagram’da çıraklık günlerinden bir fotoğrafını paylaşıyor Londra’daki steakhouse’uyla birlikte.
“İlk dükkanımı açar gibi heyecanlıyım. Bu gece uyuyamayacağım. Lütfen bana şans dileyin” diyor yine tüm samimiyetiyle. Londra’ya gelişi zaten uzun zamandır heyecanla bekleniyordu.
Eminim Londra’da da daha bol bol adından söz ettirecek.
Her ne kadar onu tanımayanlar uluslararası bir Türk markasının başarısıyla gurur duyacaklarına, acımasızca eleştirseler de...