K umsalda bir şezlonga uzanmışım. Güneşin batışını izliyorum; denize yansıyor. Tam karşımda denizin üstündeki bir salda orkestra çalıyor.
Klasik müzik... Fethiye’de Hillside Beach Club’dayız. Yanımda en yakın arkadaşım, elimde bir kadeh şarap. İşte gerçek huzur.
Prof. Erol Erdinç yönetimindeki Hacettepe Oda Orkestrası.
Vivaldi’den ‘Dört Mevsim’ ile başlıyor, Mozart’tan ‘Küçük bir Gece Müziği’ ile devam ediyor ve finali Carlos Gardel’den ‘Por Una Cabeza’ ile yapıyor.
Artık bir yaz klasiği olmuş; denizde klasik müzik konserleri her yıl burada yapılıyormuş.
İlk defa denk geliyorum. Şöyle bir etrafıma bakıyorum. Herkes ellerinde akıllı telefonlar bu anı kaydediyor, kimisi başkalarıyla paylaşmak ve mümkün olduğunca çok ‘like’ almak için kimisi de bakıp bakıp hatırlamak için.
İster istemez elim telefona gidiyor, kayıt tuşuna basıyorum. Ne için olduğunun bir önemi yok aslında.
Ani bir hamleyle telefonu çantamın derinliklerine atıyorum. Sadece arkama yaslanıp bu anın tadını çıkartmak istiyorum. Öyle de yapıyorum.
Umarım, hepimiz bu bayramı sevdiklerimizle, ailelerimizle böyle huzur içinde ve çok mutlu geçiririz. Buna gerçekten ihtiyacımız var, her zamankinden daha çok. İyi bayramlar!
***
AKILLI TELEFONLA SİPARİŞ
Hiçbir başarı tesadüf eseri olmuyor. Birkaç hafta önce The Times’da gördüğüm ‘Hillside Beach Club en iyi aile oteli seçildi’ haberi geliyor aklıma.
Evet, gerçekten de çocuklarla gidilebilecek en iyi tatil yerlerinden biri burası.
Ama çocuksuzlar da unutulmamış.
Serenity Beach ve Silent Beach ile sadece doğayla iç içe sakin bir tatil isteyenler de düşünülmüş. Bu arada en iyi Instagram fotoğrafı çekilecek alanlara da tabelalar yerleştirilmiş.
Beni asıl tavlayan plajlara özel hazırladıkları akıllı telefon uygulaması oluyor. Böylece şezlonglardaki düğmelere basıp bir görevli çağırma dönemi de kapanıyor.
Telefonunuza uygulamayı ücretsiz indiriyor, sonra da menüden siparişinizi veriyorsunuz, notlar bölümüne de isteklerinizi yazıyorsunuz.
Çok kısa bir sürede siparişinize kavuşuyorsunuz. Akıllı telefonların tatilde tek yararı bu sanırım.
İSTANBUL BİZE KALDI...
2-3 günlük bir aradan sonra bayramda İstanbul’a dönüş her zamankinden çok daha güzel oluyor.
Havaalanında geliş bölümünde in cin top oynuyor, gidişte ise izdiham yaşanıyor. Bodrum ve Çeşme istilaya uğramış durumda. ‘300 Spartalı’nın ‘300 Kilyoslu’ ya da diğer adıyla ‘300 Günübirlikçi’ versiyonunu hatırlatıyor. Bu arada hâlâ izlemeyenler varsa, bayram eğlencesi niyetine buyrunuz linkini...
Mügesu ve Boracan bir cumartesi akşamını Kilyos’ta geçirme gafletinde bulunuyor ve pazar günü bakın nelere maruz kalıyorlar...
İstanbul ise her zamankinin aksine hayalet şehir gibi kaldı. Bütün yollar boş, İBB’yi açınca yemyeşil oluyor ekran.
Her zaman tıklım tıklım olan sevdiğiniz yerler sadece size özel açıkmış hissi veriyor. İlk defa şanslı hissediyorum kendimi, bu bayramda İstanbul’da olduğum için.
Bir tek Instagram’daki tatil
fotoğraflarını görünce “Acaba?”
demiyor değilim.