Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hafta sonu Bodrum’a gitmek istesek 99 Euro’ya gidemezdik. Malum, Bodrum uçak biletleri tavan yapmış durumda.
Buna rağmen cuma ile pazar günü arasında gitmek isterseniz yer de bulunmuyor.
Floransa’ya daha önce Bologna’dan gidiyorduk, şimdi ise THY’nin yeni seferiyle 2.5 saatte Pisa’ya uçuyoruz. Üstelik 99 Euro kampanyası var.
Pisa Havalimanı’ndan araba kiralayıp ya da 6 Euro’ya otobüse binerek bir saatte
Floransa’ya ulaşabiliyorsunuz.

ÖĞRENCİ ŞEHRİ PİSA
Önce Pisa’yı keşfe çıkıyoruz...
Meşhur Pisa Kulesi’nin önünde komik turistik fotoğraflar çekiyor, bol bol selfie
yapıyoruz. Sonra meydandaki kafelerden birine oturup “Galata Kulesi’nin çevresi de böyle olsa ne güzel olur” diye uzun konuşmalar yapıyoruz.
Pisa, bir öğrenci şehri... Meydanlarda, dondurmacılarda sosyalleşiliyor. Herkes sokaklarda. Malum Akdeniz kanı, bize çok benziyorlar ama kimse kimseye karışmıyor.
Ara sokaklarda kaybola kaybola otele dönüyoruz. Pisa’da bir gece yeterli geliyor.

FLORANSA’DA EN ETKİLEYİCİ ŞEY
Sonraki program Floransa oluyor...
Floransa dünyanın en güzel şehirlerinden biri, tıpkı İstanbul gibi. Çok iyi bakılmış, çok iyi korunmuş, o yüzden hâlâ büyüleyici.
Floransa’da eski hiçbir şeye, hatta yerlerdeki taşlara bile dokunulmamış.
Eski taşların görüntüsü şehre yakışıyor. Onlara bakıp da bizim her yıl değişen sokak ve kaldırım taşlarını düşünmemek elde değil.
Müthiş bir düzen var. Otoparklar şehrin altına yapılmış, şehrin görüntüsü hiç bozulmamış. Bizdeki gibi eski güzel bir binanın hemen bitişiğinde bir çirkinlik abidesi yok. Bütün binalar eski ama bakımlı.

Haberin Devamı

SANAT ESERLERİ MEDiCi AiLESi’NDEN

Floransa’da beni en çok etkileyen şey Medici Ailesi... Şehirdeki bütün sanat eserlerini bağışlayan aile, ileride turist gelsin diye “Eserler Floransa dışına çıkarılmayacak” anlaşması yapmış.
İşte bu yüzden bizdeki gibi ülke dışına çıkarılan eserleri geri getirme gibi bir dertleri yok.
Piazza Signoria’daki Davut Heykeli’ni geçip Uffizi Gallery’ye ulaşıyoruz.
Uffizi Gallery’de Da Vinci’lerden Michelangelo’lara dev bir koleksiyon var. Hepsi Medici Ailesi’nden kalma.
Mediciler’in son temsilcisi olan Anna Maria Luisa de Medici’nin çocuğu olmuyor ve tüm servetini, ailenin Avusturya koluna devretmek zorunda kalıyor. Medici koleksiyonları Habsburg-Lorraine Hanedanı’na geçiyor ama bir şartla. Anna Maria Luisa, devirde (1700’lerde) bile anlaşmaya bir şart koymayı akıl ediyor, “Eserlerin hiçbiri Floransa dışına çıkarılamaz” diyor. Gerekçesi de yıllar sonra da olsa yabancıların sırf bu eserleri görmek için Floransa’ya geleceğine inanması.
Eğer zamanında anlaşmaya bu maddeyi koymasa, belki bütün eserler dünyanın önemli müzelerine dağılmış olacaktı. O zaman da Floransa Floransa olmayacaktı.

KANUNİ TABLOSU DA VAR
Uffizi Müzesi’nde en çok dikkatimi çeken, Kanuni Sultan Süleyman ve hemen yanı başındaki Hürrem Sultan tablosu oluyor. Biraz ileride Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Barbaros Hayrettin Paşa portreleri var.
Belli ki Mediciler, Osmanlı sultanlarının resimlerine de meraklıymış.
Medici koleksiyonunun bir de özel izinle gezilen, halka kapalı bir bölümü var. Bu koridorda, kenarda köşede kalmış Chagallar karşınıza çıkıyor.
Bir de beyaz danteller içindeki kadın portreleri dikkatimi çekiyor.
Meğer o zaman babalar kızlarının beyazlar içinde protrelerini yaptırıyor, sonra da bu resimleri göstererek onlara uygun eş arıyorlarmış.
Koleksiyonda yer alan bazı resimler 2. Dünya Savaşı döneminde bombalardan zarar görmüş. Fakat sonradan tamir edilmiş ve korunmuş.
Bütün bu eserlerin günümüzde hala tek bir şehirde sergileniyor olması mucize gibi. Bunlar, Anna Maria Luisa de Medici’nin anlaşmaya koyduğu tek bir maddenin eseri.