Isabelle Huppert ile unutulmaz bir gece

Şimdiye kadar izlediğim en etkileyici performanslardan biriydi, Isabelle Huppert’in Marquis de Sade’nin ‘Justine’ diye de bilinen ‘Erdemin Felaketleri’ni okuması.
İki kız kardeş Justine ve Juliette, birbirlerinin tamamen zıddı iki karakter.
1791’de yazılan romanda Justine son derece erdemli ve başı beladan hiç kurtulmuyor, Juliette ise son derece bencil ve çıkarcı, hayatı istediği hale çevirebiliyor.

Isabelle Huppert’ı ‘En iyi kadın oyuncu’ Altın Küre ödülü kazandığı ‘Elle’ filmindeki müthiş performansıyla hatırlarsınız.
Filmdeki tecavüz sahnelerinin ne kadar gerçek ve rahatsız edici olduğunu da...
Şimdi sahnede tam karşımda Isabelle Huppert, gözlerimin içine bakarak okuyor Marquis de Sade’nin tecavüz sahnelerini.
O kadar müthiş bir yetenek ki, o kadar gerçek ki, onu izlerken bir ara boğazım düğümleniyor, nefes alamıyorum, kendimi tiyatrodan dışarı atmak istiyorum.
En önde, en ortada oturuyor olmasam çoktan dayanamamış çıkmıştım, ama şimdi yapamam çok ayıp diye kendi kendimi telkin ediyorum.
Oysa biliyorum, böyle müthiş yetenekler son derece rahatsız edici oyunların hakkını öylesine veriyorlar ki boğazınız düğümlense de, nefes alamadığınızı zannetseniz de bir yanınız bırakıp gitmeyi istese de, bir yanınız kalıp daha da çok izlemek istiyor.
Müthiş oyunculuk böyle bir şey işte.
70 dakika tek başına, nefes almadan iki ayrı karakteri elindeki metinle yaşayarak okuyor.
Aslında filmlerin, tiyatroların okuma provası gibi biraz da.
Ama 70 dakika boyunca sahnede yüksek topuklu ayakkabıların üstünde, kırmızı elbisesiyle salınarak ama önündeki suyu bile içemeden hiç durmadan devam ediyor.
70 dakika sonunda hala zor nefes alıyorum ama mutluyum, Isabelle Huppert’ı sahnede canlı izlemek benim için hayatta ancak bir kere olacak harika deneyimler arasına katılıyor.

Her yerdeyiz

Peki ama Isabelle Huppert’ı nerede izliyorum?
Londra’da İKSV’den gururumuz Bengi Ünsal’ın transfer olduğu Southbank Center’da.
‘Isabelle Huppert Marquis de Sade okuyor’ performansı bir Piu Entertainment organizasyonu.
Cemil Demirok’un yönettiği Piu Entertainment, Türkiye merkezli bir organizasyon şirketi, Türkiye’de de, yurt dışında da konserler, performanslar düzenliyorlar.
Londra’da bu kadar harika bir gösteriye bir Türk şirketinin imza atması da ayrıca gurur verici.

Ronnie Scott’s’da İstanbul Sessions

Şanslı günümdeyim sanırım.
Isabelle Huppert performansından sonra soluğu Londra’nın efsane caz kulübü Ronnie Scott’s’da alıyorum.
Birazdan İlhan Erşahin İstanbul Sessions başlayacak.
Alp Ersönmez, Turgut Alp Bekoğlu ve İzzet Kızıl ile sahneye çıkıyor İlhan Erşahin.
Gerçekten harikalar.
Arada İstanbul’u da anlatıyorlar, İlhan Erşahin’in yıllar önce Ronnie Scott’s’da sahneye çıktığı grubun solistinin Norah Jones olduğuna da geliyor konu. Yıllar içinde Ronnie Scott’s daha turistik bir yer haline gelmiş, eskisi gibi caz meraklıları da var tabii ama sırf Ronnie Scott’s’un ününü duyup gelen turistler de var izleyiciler arasında.
Sahnede İstanbul Sessions’ı izlerken alanında en iyi bu 4 ismin nasıl hâlâ bu kadar tevazu sahibi olduklarına şaşırıyorum.Bu kadar yetenekli olup da bu kadar alçakgönüllü olmaları ve bu kadar profesyonel olmalarına rağmen hâlâ amatör ruhla işlerine sarılmalarına da ayrıca saygı duyuyorum.
Bu kadar özel yetenekli insanı üst üste canlı izleyince ister istemez kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz.
Müzik bitince geceye devam etmek değil, artık eve gidip biraz durmak istiyorsunuz.