Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Steve Jobs’ın sık sık kullandığı bir örnekti: “Picasso’nun bir sözü vardır: İyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar. Büyük fikirleri çalmak konusunda hiçbir zaman utanmadık.”

Geçen yıl tam da bu zamanlarda benzer bir açıklama Instagram’ın kurucusu ve CEO’su Kevin Systrom’dan geldi, “Paylaşılan fotoğraf ve videoların 24 saatte kendi kendini yok etme formatı rakiplerimizin buluşudur, biz de Instagram olarak bu format üzerinde uzun zamandır çalışıyoruz.”

Instagram’ın Snapchat’ten esinlendiği ‘Hikâyeler’ özelliğinden söz ediyordu.

Haberin Devamı

Hatırlatalım, Instagram’ın sahibi Facebook, 2013’te Snapchat’i 3 milyar dolara satın almak istedi ama reddedildi.

Geçen yıl Instagram ‘Hikâyeler’i başlattığı zaman, Snapchat tam 20 milyar dolar değerindeydi.

Nusret, Instagram’a neden teşekkür etti?

Instagram ‘Hikâyeler’ ile iyi bir iş yaptı, fikrin orijinal sahibi Snapchat’ten bile daha başarılı oldu.

Nedeni basit, kullanımı daha kolaylaştırdı, sadece gençlerin değil her yaşın rahatlıkla kullanabileceği bir hale getirdi.

Ayrıca Instagram’ın bir artısı da Snapchat’in aksine, takip etmek istediğiniz kişinin kullanıcı adını bilmeseniz de bir sosyal ağ, bir sosyal çevre yaratmanızı sağlıyor.

Boşuna restoranlarının yanı sıra bir sosyal medya fenomeni olan Nusret, Instagram’a teşekkür etmiyor paylaşımlarında.

“Instagram olmasaydı dünyanın farklı yerlerinde bu kadar çok kişiye ulaşamazdım” diyor.

Ofiste çalışanlar yaşadı!

Şimdi ise durum farklı bir boyuta geçiyor.

Hastalık haline gelen ve daha yataktan kalkmadan gözümüzü açar açmaz kendimizi fotoğraf ‘like’larken bulduğumuz Instagram ‘Hikâyeler’ özelliğini akıllı telefonların dışına da taşıyor.

Artık bilgisayar ekranlarımızdan da Hikayeler’i izleyebileceğiz.

Bu da demek oluyor ki, artık ofislerde ekran başında çalışanlar da Instagram’da hayal dünyasına dalabilecek ve başkalarının gerçek hayatlarını da Instagram kadar tatlı sanacak.

Bir tek kendi hayatları yeterince renksizmiş gibi hissedip daha da depresif olabilecek.

Şimdilik ‘Hikâyeler’i bilgisayardan sadece izlemek mümkün, ama çok yakında bilgisayardan ‘Hikâye’ paylaşmak da mümkün olacak.

Haberin Devamı

İşte bu durumda, ‘like’ tuşuna eli gitmeyen ama her ‘Hikâye’yi merakla izleyenler de iyice açığa çıkacak.

Casa dell’Arte’ye taze kan

Bodrum’da yazla vedalaşmaya sayılı gün kala sevdiklerimle ilk bayram yemeği için Torba’da Casa dell’Arte’de buluştum.

Casa dell’Arte’den uzun zamandır haber alınamıyordu, bir değişiklik, yenilik var mı bilmiyorduk.

Derken Ceyda Hasırcı ve Ayşegül Dinçkök sayesinde Emre Çelik ve Karpat Deviren’le tanıştım.

Karpat’ı Bodrum’un en iyi profiterolünü yapan Bitez’deki Tatlıcı Bodrum’uyla da tanıyor olabilirsiniz.

Ya da bu iki ismi dans kariyerleriyle, Anadolu Ateşi’nden de tanıyor olabilirsiniz. Şimdi yeme-içme alanında yaptıklarıyla, zengin bir sanat koleksiyonu olan Casa dell’Arte’ye taze kan katıyorlar.

Hem Ninu restoranla hem Frida plajıyla.

Bir sonraki proje ise Casa dell’Arte Lizbon olacak.

Heyecanla bekliyoruz!