Her canlı nasıl bir gün ölümü tadacaksa, her kadın da bir gün çakma çanta tadacaktır!
Ne kadar ünlü olursa olsun, dünyanın bütün çantalarını alabilecek servete de sahip olsa, yine de bir gün çakma çantalarla bir sınav verecektir.
Tasarıma, orijinale, marka değerine ne kadar saygımız sonsuz olsa da; her kadının içinde bir canavar var ve o canavar bir arzu nesnesini daha ucuza kapatmanın verdiği uyanıklık hissiyle besleniyor.
“Asla çakma çanta kullanmam” diyenden korkun asıl! Bu kadar net reddediyorsa, mutlaka vardır evde, kenarda köşede kalmış bir çakma koleksiyonu.
Bir de göğsünü gere gere bununla övünenler var. Bkz. Kate Moss.
Moss, sık sık Bodrum’a LifeCo’ya detoksa geliyor, Türkbükü’nde kalırken İpekçe’den bol bol alışveriş yapıyor. Zaten alışveriş de olmasa, o kadar saat aç biilaç nasıl geçer?
Birkaç ay önce Milliyet’te Kate Moss’un barlar sokağında bir çakma çantacıda çekilmiş fotoğrafı vardı. Bodrum barlar sokağından çanta, deri ceket ve kilim alışverişi yaptığı yazıyordu. Daha fazla detaya girilmemişti. Oysa fotoğrafa biraz dikkatli bakınca, arkadaki sıra sıra çantayı fark etmemek mümkün değildi.
KOKAİN FOTOĞRAFLARINDAN BETER
Dünyanın en önemli markalarının yüzü ol, modaevlerinin patronlarından kreatif direktörlerine herkesi tanı, her kadının gardırobunu ele geçirmek istediği stil ikonu ol...
Buna rağmen Bodrum’un artık barlar sokağından çok, çakma çantacılar sokağı haline gelmiş sokaklarında kendini alışverişe ver. Hatta bir de arka fona bu çakma çantaları alıp esnafla hatıra fotoğrafı çektir!
Markalar, bu fotoğrafları görse Moss’un kokain fotoğraflarından daha çok tepki verir.
Markaya, tasarıma ve emeğe saygısızlık, uyuşturucudan çok daha büyük cezalar alabilir moda dünyasında.
Zaten Fransa gibi ülkelerde hem büyük para cezaları, hem de hapis cezası var.
Bizde ise bırakın cezayı; ülkenin en popüler tatil bölgesi, sanki satacak ya da övünecek başka hiçbir şeyimiz yokmuş gibi tamamen ‘çakma’ üzerine kurulu bir alışveriş bölgesine dönüştürüldü ve kimsenin buna itirazı yok.
Kate Moss’u bile çakma çantalarla böyle tavladıysak, bir kez daha görebiliriz bu alanda ülkemizin ne kadar sınır tanımadığını ve ne kadar ileri olduğunu. Tabii bir de her kadının içinde karşı konulamaz bir alışveriş ve alacağı şeyi daha ucuza yakalama isteği olduğunu.
NAOMI’NİN bodrum MACERALARI
Malum Kate Moss artık gönüllü bir Bodrum elçisi oldu. Artık arkadaşı Naomi Campbell’a gördüğü çakma çantaları nasıl anlattıysa, Campbell da bir çakma çantacıda Milliyet Cadde’ye yakalandı. Üstelik asabiyetiyle tanınan Campbell, Moss kadar cool da duramadı, yakalanır yakalanmaz apar topar arabaya kaçıp saklandı. Yine de yılmadı. Alışveriş yapmayı kafaya koyan bir kadını bırakın paparazziler, hiçbir güç durduramaz zaten.
Haberden öğrendiğimize göre; asistanının gönderdiği fotoğraflara bakarak çantaları seçti ve yüklü bir alışveriş yaptı.
Bu arada Campbell, sadece çakma çanta alışverişi yapmadı. Birkaç gün önce de Güliz Onursal ve Dilek Toner’in markası Maia çantalardan beğenip tam 4 tane aldı, Türkbükü’ndeki alışveriş turu sırasında.
Naomi ve çantalarını takibimiz belli ki daha devam edecek.
FORMDA KALMANIN SIRRI: TEKİLA DİYETİ
Kate Moss ve Naomi Campbell’ın detoks maceralarından çok, alışveriş maceralarıyla ilgilendik. Ama malum her yıl konu detoks ve diyete geliyor.
Gece hayatında da öne çıkan diyetler var. Birincisi; tekila diyeti.
Tekilanın ham maddesi agavenin; zayıflamaya ve şeker hastalığına (tip 2) iyi geldiğini kanıtlayan araştırmalar var.
Bir de cinin ayurvedik özelliği konuşuluyor. Tabii ki tonikle içince bu özellik yok oluyor.
Cine ne tonik, ne soda, ne limon hiçbir şey karıştırılmıyor. Bir tek salatalık eşlik edebilir. Tekila da, buzla sek içiliyor. Tuzsuz ve limonsuz.
Uzmanlara göre; tekila diyetiyle form korumak mümkün ama tabii uyarıyorlar: “Formunuzu korurken dikkatli olun.” Özellikle de bu diyeti uygularken; sonradan pişman olmamak için, akıllı telefonunuzu uçak moduna getirmeyi unutmayın diye ekliyorlar.
Bilmem anlatabildim mi?