Astrologları bilemem, ama son günlerde arka arkaya yaşadıklarıma bakınca Merkür’ün geri gittiğine bizzat şahidim.
Önce Londra’dan İstanbul’a dönerken uçaktan bavulum çıkmadı, sonra cep telefonumun sim kartını yenilerken kendi numaram uçtu, başka bir numaradan telefon eder hale geldim, sonra sim kartımın kendi numarama kavuşması için ülke sınırları içinde olmam gerektiği bilgisi geldi ve tabii bütün bunlar olurken ben yine yollardaydım.
Kendi telefon numarama kavuşmam neredeyse 2 haftamı aldı. Daha sonra pasaportumda boş sayfa kalmadığı ortaya çıktı, damga yeri bulunamayınca pasaportumu da yenilemem gerekti.
Bu vesileyle yanımda ehliyetimi taşıdığım için uzun zamandır evde bıraktığımı düşündüğüm nüfus kâğıdımın da kayıplara karıştığını fark ettim.
Çünkü pasaportu yenilemek için nüfus kâğıdı gerekiyor.
Tabii bunlar yılın son 3 gününe denk geldiği için daha da hızlı hareket etmek şart.
Hem yeni pasaport harç fiyatlarından etkilenmemek için, hem de yılbaşı öncesi yapılacaklar listesini biraz hafifletebilmek için.
Önce nüfus müdürlüğüne gidip nüfus cüzdanı başvurusu yapayım dedim, işte o zaman yeni kimlikler için nüfus müdürlüğünün tam karşısında açılan kimlik dairesinde yeni çipli kimliklerden çıkarmak gerektiğini öğrendim ve hemen başvuruda bulundum.
Neyse ki personel herkesle son derece ilgiliydi ve hızla her derde çözüm buluyordu.
Yeni kimliğimin 10-15 gün içinde gelebileceğini duyunca yıkıldığımı görünce elime bir geçici kimlik belgesi tutuşturdular.
Böylece bir A4 boyutunda kimliğim oldu.
Sonunda o kimlikle pasaport dairesine gittim ve başvurumu yaptım.
Bir hafta içinde bütün bunları yaşayınca ister istemez Merkür’den başka sorumlu bulamadım.
Beyoğlu’nda bürokratik işlemlerimi tamamlayınca kendimi ödüllendirmeliyim diye düşündüm.
Taksim’de açılalı 2.5 yıl olmasına rağmen şimdiye kadar çok isteyip de gidemediğim Ek Biç Ye İç’e sonunda gidebildim.
“Yediklerimizin içtiklerimizin nereden geldiğini nasıl üretildiğini bilmek istediğimiz için” diye özetliyorlar yaptıklarını.
“İstanbul’un merkezinde bile bir şeyler üretebileceğimizi, sağlıklı beslenebileceğimizi, keyifli bir gelecek yaratabileceğimizi göstermek için” diye de ekliyorlar.
Mönüde doyumluk ve tadımlık porsiyonlarda 5 farklı çorba var.
Biri vegan, en az 2 vejetaryen, en az 1 glütensiz, en az 1 az kalorili çorba.
Çorbaların yanı sıra hayalimdeki salata ve wrap seçenekleri var.
Humuslu tavuklu wrap’ten sonra bir de siyah fasulyeli brownie paylaşıyoruz Aslı’yla, şekersiz, glütensiz, vegan.
Yemekler çok lezzetli, yerel, organik ve sürdürülebilir olması için bu kadar özene rağmen fiyatlar şaşırtıcı derecede uygun.
Ayrıca yemek yerken manzaranız Ek Biç Ye İç ekibinin yetiştirdiği bitkiler.
Tüm ekip yaptıkları işe yakışacak kadar doğal ve sıcak bu arada.
İstanbul’da böyle bir yer olması gerçekten sevindirici.
Umalım böyle değerli örnekler hızla artsın.
‘Ayrılık yok’
Adriana Lima’yla ayrıldıkları iddia edilen Metin Hara, haberleri yalanladı. Yaz aylarından bu yana birlikte olduğu Brezilyalı modelle ayrılmadıklarını söyleyen Hara, dünya basınında olumlu haber çıkmasına rağmen, Türkiye’de beraberliklerine ,’reklam aşkı’ dendiği için tepki gösterdi. Hara, “Şu an Amerika’dayım. Türkiye’de nasıl bir demeç vermişim, olmayan bir kurgu üzerine? Ayrılık yok ki demeç verilmiş olsun.
Başından beri de olmadı. Şu anda hayatımı paylaştığım kişinin mutluluğu, benim adıma önemli...
Bu tarz gerçek dışı iddialara ve kötü niyetli çalışmalara karşı hukuki önlemler alacağımı belirtmek istiyorum” açıklamasını yaptı.
Lima ise, evinde Hara’ya yemek yaparken çektiği videoyu Instagram’ın hikhâye bölümünde paylaştı. Videoda, Hara’nın yemek yapan sevgilisiyle konuşmaları dikkat çekiyor.