Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ayağınız kayar düşersiniz, “Oluyor böyle şeyler, görünmez kaza işte” denilebilir o zaman. Ama bir arabalı vapur daha son araba tam yerleşmeden iskeleden ayrıldığında işte bunu diyemezsiniz. Özellikle de 5 yaşında bir çocuğun hayatına mal olmuş, anneannesini yoğun bakımda mücadele verirken bırakmışken.
Her ölüm acı, çocukların ölümü daha da acı. Böyle büyük acıların arkasından boşboğazlık etmemek için belediye başkanı ya da devlet büyüğü olmaya da gerek yok.
İnsan olmak, biraz da olsa vicdan sahibi olmak yeterli.

BERGÜZAR KOREL HAKLI
Dün Twitter’dan Bergüzar Korel isyan ediyordu: “‘Oluyor böyle, bunlar görünmez kazalar’ diyen Bayrampaşa Belediye Başkanı Atilla Aydıner, bu görünmez kaza değil. Senkron hatası da değil. Peşini bırakmayacağız. Bizim canımız gitti. Ece’miz gitti. Bir anne evlatsız kaldı, diğer annemiz yaşamak için mücadele ediyor. Kaza, feribotun kapak kapanmadan iskeleden ayrılması sonucu meydana geldi. Biraz insan olun, biraz yürekli olun! BİRAZ!!!!!!”diyordu. Ardından da ekliyordu, “Sağlıklı bir yavru için lösemi deyip ‘zaten ölecekti’ imasında bulunan zihniyet. Ben size ne diyeyim, ne edeyim? Vicdansızlar!”
Sonuna kadar haklıydı. Özellikle de bir takipçisinin “Sizin insanlığınız Gezicilerden biri öldüğü zaman depreşiyor. Şehitlerden öldüğü zaman katilleşiyorsunuz. Edep yahu!” mesajı karşısında “Artık sakin tavrımı koruyamıyorum” dediğinde. “Bana ‘Adam ol, sus’ diyen bütün mahlukları insan olmaya çağırıyorum” diye son noktayı koydu.
Bergüzar Korel ya da cenazeye katılan diğer ünlü oyuncular olmasaydı bu kadar ses getirmeyecekti belki de olanlar. Oysa hepimizin başına gelebilirdi. Böyle acı bir durumda hepimize önce “Kamera yok” denilip sonra “Ama kayıt varmış” denilebilirdi.
Soruşturmada savcı tutuklama istese de, mahkeme olayda ihmali olduklarından şüphelenilen tüm zanlıları serbest bırakabilirdi. Kaptanın daha önce de bir feribot kazası geçmişi olmasına rağmen. Sonra da biri çıkıp “Görünmez kaza işte, oluyor böyle şeyler” diyebilirdi. İşte böyle durumlarda bütün mesele akıl sağlığını koruyabilmek.

Haberin Devamı

TALİHSİZ MODA HAFTASI

Haberin Devamı

Evet, gündemin hepimizi allak bullak ettiği günlere denk geldi. Çok büyük emek vardı... Bazı defileler iptal edildi, bazıları ertelendi, bazıları ise mecburen gerçekleşti. “Hayat devam etmeli” dendi.
Ne yazık ki izlediklerimizden de bir şey anlamadık, moda haftasının kitlesinden de bir şey anlamadık...
Türkiye’nin en önemli moda dergilerinden birinin editörü isyan ediyordu, “Burada kimseyi tanımıyoruz, sektörle ilgisiz ne kadar çok insan var” diye. Haklıydı, sektörle ilgisiz, sadece acayip kıyafetler giymiş ve başkalarının yerine kurulup ısrarla yerlerinden kalkmayan tuhaf bir kalabalık vardı.
Umuyoruz, moda haftamız yakında uluslararası satın almacılara ve moda basınına da ulaşır.
İtalyan Vogue’un 26 yıllık yayın yönetmeni Franca Sozzani boşuna “Uluslararası bir marka çıkarabilmek için daha 20 yıl sabretmeniz lazım” demiyor. Bazı tasarımcılarımızın evde ne bulduysa getirmiş gibi bitmek bilmeyen defilelerini izledikten sonra.
Bu manzaraya bakınca “20 yılla iyimser davranmış” dememek için kendimizi zor tutuyoruz.