Hafta sonu sosyal hayat gündemi birkaç konu etrafında dönüyordu, biri Bomontiada’da gerçekleşen gastronomi konferansı Yedi, diğeri ise ‘Contemporary Istanbul’.
İstanbul dışına çıkmak için de bir neden vardı, Antalya’da gerçekleşen ‘Turkish Airlines Open’ Avrupa Golf Turnuvası.
Gastronomi, çağdaş sanat, spor her ne kadar birbiriyle ilgisiz görünse de hepsinin ortak noktası, hem ruhumuzu beslemesi hem de bizi yurtdışında tanıtması aslında...
‘Contemporary Istanbul’ kotamı doldurmuş olmanın gururu ve mutluluğuyla hafta sonunu Bomontiada’da gerçekleşen Yedi’de geçirmekti amacım.
Gastronomi dünyasının önemli isimlerinden ‘geri vermek’ temalı konuşmalarını dinleyecektim.
Derken o gücü bulamayınca, biraz enerji toplamak için kendimi bir son dakika kararıyla Antalya’da Cornelia’da buldum.
Aslında Regnum Carya’da gerçekleşen golf turnuvasını takip etmek değildi amacım.
Sadece sevdiklerimle kafa dinleyebileceğim 2 gün geçirmekti.
Sonuç, Antalya’ya kadar gelip de bu uluslararası turnuvayla ilgilenmemek olmazdı.
O yüzden pazar günü turnuvaya da gidip nabzını tuttum.
İşte Belek’te konuşulanlar...
Mcllroy’a rağmen turnuva başarılı
‘Turkish Airlines Open’, Avrupa turunda önemli bir uluslararası turnuva.
Günlerdir Tiger Woods’un yerine geçmek üzere olan Rory Mcllroy’un bu turnuvaya geleceği duyurusu yapılıyor, her panoda bu popüler golfçünün dev fotoğrafları yer alıyor.
Son zamanlarda sık sık olduğu gibi Mcllroy da son anda Türkiye’ye gelmeyeceğini, turnuvadan çekildiğini açıkladı.
Yine her zamanki gibi ‘güvenlik’ bahanesiyle.
Oysa Antalya’da Belek gibi bir golf cennetinde birbirinden güzel, uçsuz bucaksız, yemyeşil sahalarda aklınıza gelen en son konu güvenlik oluyor.
Neyse ki Mcllroy daha önce Olimpiyatlar’dan da son dakika çekildiği için artık bahaneleri pek ciddi alınmıyor.
Golfçüler arasından turnuvadan başka çekilenler de oluyor, yine aynı gerekçeyle.
Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu ile ayaküstü konuşuyoruz, ne kadar zor durumda kaldıklarını ama her şeye rağmen turnuvayı gerçekleştir-melerinin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
Gerçekten de turnuvadaki huzurlu ortamı görünce, son anda vazgeçen golfçülere daha da kızıyor insan.
Böyle uluslararası organizasyonlarda süreklilik önemli, bir kere ertelemek ya da iptal etmek demek pes etmekle aynı anlama gelebiliyor çünkü.
Neyse ki devam kararı alınmış, turnuva gerçekleşmiş.
Bizi zor durumda bıraktıkları için şimdi yabancı organizasyon yetkililerinin üzüldüğünü de ekliyor Ağaoğlu.
Bakalım, gelecek yıl telafi edecekler mi?
Bana dostunu söyle!
İşte tam da aynı sırada Yedi’de bu yıl dünyanın bir numaralı restoranı seçilen Osteria Francescana’nın şefi Massimo Bottura’dan süpermarketlerde israf yerine ürünlerin ihtiyaç sahiplerine dağıtımı yasasını çıkaran Fransa Meclis Üyesi Arash Derambarsh’a birçok uluslararası isim konuşuyor.
Sonradan Yedi ekibine soruyorum, son dakikada gelmekten vazgeçen oldu mu?
Yine kilit kelime, ‘güvenlik’ nedeniyle.
“Hayır, olmadı, çağırdığımız tüm isimler geldi” diyorlar.
Üstelik konuşma yapmak için hiçbir ücret talep etmeden.
Şaşırdığımı anlayan Mehmet Gürs, “Gastronomi küçük bir dünya, herkes birbirini tanıyor, destekliyor. Bir arkadaşın çağırdığında nasıl hiç düşünmeden gidersen, bizim dünyamızda da öyle oluyor. Tabii önceden verilmiş bir sözün yoksa” diye ekliyor.
Oysa, golfçülerin de popstarlar kadar büyük rakamlar karşılığında geldiği düşünülürse son anda gelmekten vazgeçenlere şimdi daha da kızmamak mümkün değil.
Bir kez daha görüyoruz, parayla her şey satın alınamıyor.
Dostluklar çok daha önde geliyor bu gibi durumlarda.
İşte o yüzden, uluslararası tanıtımımız için daha çok gerçek dosta ihtiyacımız var.
Bunun için de herkesin kendi alanında çalışması, yurtdışında da birebir ilişkiler kurması gerekli.