Gastronominin turizm ve ekonomiye olan katkısı tartışılmaz. Ülkelerin en iyi pazarlama aracı. Aynı zamanda toplumun mutluluğuna ve ruh sağlığına da büyük etkisi var tabii. İşte tam da bu nedenlerden dünya gastronomiye bu kadar önem veriyor. Biz ise ne yazık ki uluslararası mecralarda şimdiye kadar gastronomiyle çok öne çıkamadık, kendi mutfağımızı dünyaya yeterince tanıtmayı başaramadık; Türk mutfağını markalaştıramadık. Artık Türkiye’de tam 40 üniversitede gastronomi bölümü var. Gastronomi eğitimine ciddi bir talep oluştu ve iyi yetişen bir kesim geliyor. ‘Masterchef’ biraz da bu yüzden bu kadar ilgiyle izleniyor. Gastroekonominin Türkiye’nin ekonomisinde kaldıraç etkisi yapabileceğini, Türkiye’nin gastroekonomi alanında yol haritası belirlemesi gerektiğini Turizm ve Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) zaman zaman hatırlatıyor.
Conde Nast Traveller’a konu olan Bodrum oteli
Bu yaz ise gastronominin turizm gelirlerine katkısının yadsınamaz boyutlara ulaştığı bir yaz sezonu yaşanıyor Bodrum’da. Artık ünlü yabancı restoran markaları İstanbul’dan önce Bodrum’da şube açıyor, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar çok İstanbul markası Bodrum’a çıkarma yaptı. Gastronominin turizm için önemini en iyi anlayan ve değerlendiren ise hiç şüphesiz oteller. Otel içinde açtıkları iyi restoranlarıyla hem otellerin hem de restoranların daha iyi konumlanmasını sağlıyorlar ve gözle görülür bir sinerji yaratıyorlar. Bkz. Conde Nast Traveller’da yer alan Susona Bodrum haberi. Otelin konumu, doğal güzellikleri, mimarisi, havuzlu odaları derken en çok gastronomiden söz ediliyor. “Türkiye’de Michelin yıldızı olsa, Susona Bodrum’daki Malva mutlaka kazanırdı” diyor Isabella Sullivan yazısında. “Gelinen noktada artık gastronomi konaklama sektörünün bir yan ürünü değil,
otelin toplam gelir hacmini ve potansiyelini ortaya çıkarmada kullanılan başrol oyuncusu. Yumurta-tavuk misali. Artık bölünmez bir ikili, iki eş değer” diyor Malva ve Frankie’nin yaratıcısı, TURYİD Başkanı Kaya Demirer. “Biz Frankie ve Malva markalarımız ile bu potansiyeli 2020 yılında gördük ve Susona Bodrum’daki Malva ve Frankie olarak bizi rakiplerimizden ayıran diğer farklı bir özelliğimiz de, olabildiğince mikro lokal üretici ile yollarımızı kesiştirmek ve menümüzü mümkün olduğunca Bodrum yarımadasında yetişen ürünler ile hazırlamak. Başta Mumcular Köyü olmak üzere Yahşi, Dereköy, Çömlekçi, Kızılağaç, Bargilya da dahil yarımadanın her koyundan köyünün özel ürününü araştırıyor, buluyor ve tabaklarımıza taşıyoruz. Menümüzde de ismi ile coğrafyasını, yöresini anlatıyoruz. Yörenin ürünü ile haklı gururunun misafirlerimiz tarafından duyulmasına ve daha geniş kitlelerce tanınmasına destek oluyoruz. Şaraptan zeytine, peynirden karidese, balıktan domatesine kadar” diye ekliyor.
Böyle otel-restoran-üretici iş birlikleri ve bunun sonucunda gastronominin turizme katkısı daha da çoğaldıkça Conde Nast Traveller gibi uluslararası seyahat dergilerinde Türkiye hakkında daha çok olumlu haberler okuyacağız.